“Noch” kelimesi, Almanca öğrenirken sıkça karşılaştığımız bir terimdir ve anlamlarını anlamak oldukça zaman alır. Almanca’da “noch“, bağlama göre farklı anlamlar taşısa da temelde şu üç anlama gelir: “hâlâ“, “henüz… değil” veya “daha“. Bu kelimenin yanı sıra, Almanca’da başka kullanımları da vardır. Tüm bu kullanımları (yaklaşık 300 örnek), konunun sonunda yer alan tabloda bulabilirsiniz.
En çok kullanılan şu üç anlama birlikte bakalım:
1. “Hâlâ” Anlamında “noch”
“Noch” kelimesinin en yaygın anlamlarından biri “hâlâ“dır. Bu anlamda “noch”, bir durumun veya eylemin devam ettiğini, henüz sona ermediğini ifade eder. Türkçe’deki “hâlâ” gibi, “noch” da zaman içinde süregelen durumları belirtmek için kullanılır.
Örnek cümleler:
🇩🇪 Ich bin noch im Büro.
🇹🇷 Hâlâ ofisteyim.
Bu cümlede “noch”, konuşanın ofiste olma durumunun devam ettiğini, henüz ofisten ayrılmadığını belirtir.
Başka örnekler:
🇩🇪 Regnet es noch?
🇹🇷 Hâlâ yağmur yağıyor mu?
🇩🇪 Sie schläft noch.
🇹🇷 O hâlâ uyuyor.
🇩🇪 Wir wohnen noch hier.
🇹🇷 Hâlâ burada yaşıyoruz.
2. “Henüz…Değil” Anlamında “noch nicht”
“Noch” kelimesi tek başına “hâlâ” anlamına gelirken, “noch nicht” ifadesi birlikte kullanıldığında “henüz…değil” anlamını taşır. Bu kullanımda “noch nicht”, bir şeyin henüz gerçekleşmediğini, ancak gelecekte gerçekleşmesinin beklendiğini veya planlandığını ifade eder.
Örnek cümleler:
🇩🇪 Ich bin noch nicht da.
🇹🇷 Henüz orada değilim. / Henüz gelmedim.
Bu cümlede “noch nicht da sein” ifadesi, konuşanın henüz varış noktasına ulaşmadığını, ancak gelecekte ulaşacağını belirtir.
Başka örnekler:
🇩🇪 Das Essen ist noch nicht fertig.
🇹🇷 Yemek henüz hazır değil.
🇩🇪 Sie hat noch nicht geantwortet.
🇹🇷 O henüz cevap vermedi.
🇩🇪 Wir haben noch nicht bezahlt.
🇹🇷 Henüz ödeme yapmadık.
3. “Daha” Anlamında “noch”
“Noch” kelimesi, bazen “daha” anlamında da kullanılabilir. Bu anlamda “noch”, ekstra, ilave veya bir tane daha anlamlarını taşır. Genellikle bir şeyin miktarını veya sayısını artırmak veya ek bir şey istemek için kullanılır.
Örnekler:
🇩🇪 Möchtest du noch eine Tasse Tee?
🇹🇷 Bir bardak çay daha ister misin?
Bu soruda “noch eine Tasse Tee”, bir bardak çaya ek olarak “bir bardak daha” çay isteyip istemediğini sorar.
Başka örnekler:
🇩🇪 Brauchst du noch Hilfe?
🇹🇷 Daha yardıma ihtiyacın var mı?
🇩🇪 Wir haben noch Zeit.
🇹🇷 Daha zamanımız var.
🇩🇪 Gibt es noch Fragen?
🇹🇷 Daha soru var mı?
Önemli Not: “noch” kelimesi genellikle cümlenin vurgulanmak istenen kısmından önce gelir. Örneğin, “Ich bin noch im Büro” cümlesinde “noch” kelimesi “im Büro” ifadesinden önce gelerek “hâlâ ofiste olma” durumunu vurgular.
Noch Kelimesinin Tüm Almanca-Türkçe Sözlük Anlamları
noch için 6 tam eşleşme bulundu:
| 🇩🇪 Almanca | Tür | 🇹🇷 Türkçe |
|---|---|---|
| noch | adv | daha |
| noch | adv | ek olarak |
| noch | adv | henüz |
| noch | adv | hâlen |
| noch | adv | ilaveten |
| noch | adv | sıfat karşılaştırmalarında daha üst seviyede olduğunu gösteren anlam |
noch için 300 benzer sonuç bulundu:
| der Noch-Ehemann | sub | hâlâ erkek eş |
| die Noch-Ehefrau | sub | hâlâ bayan eş |
| noch eine Idee | sub | bir fikir daha |
| hängt immer noch | sub | hâlâ asılı duruyor |
| noch feuchte Farbe | sub | henüz yaş boya |
| noch eine Erklärung | sub | bir açıklama daha |
| Kinder sind noch auf | sub | çocuklar hâlâ yatmadılar |
| füll noch enmal ein! | sub | tekrar doldur! |
| noch übliches Brauchtum | sub | hâlâ olağan gelenek |
| noch ein paar Dichtungen | sub | birkaç salmastra daha |
| noch entstehende Schulden | sub | daha tahsil edilecek borçlar |
| noch nicht verzollte Ware | sub | henüz gümrüğe tabi tutulmamış eşya |
| noch einzuziehender Betrag | sub | daha tahsil edilecek miktar |
| Fleisch ist noch nicht gar | sub | henüz pişmedi |
| nur noch schwache Hoffnung | sub | sadece zayıf bir umut |
| noch einzuziehende Beträge | sub | daha tahsil edilecek miktarlar |
| noch unterentwickelte Länder | sub | hâlen az gelişmiş ülkeler |
| noch nicht eingelöster Scheck | sub | henüz bankaya ibraz edilmemiş çek |
| Plan ist noch nicht ausgegoren | sub | plan henüz tam gelişmemiş |
| nur noch formal bestehende Ehe | sub | sadece formalite evlilik |
| noch nicht ausgeführter Auftrag | sub | henüz yerine getirilmemiş görev |
| Funktion ist noch nicht verfügbar | sub | fonksiyon henüz mevcut değil |
| Gedanke spukt noch immer in den Köpfen | sub | fikir kafalarda hâlâ mevcut |
| Berechnung der noch zu zahlenden Beträge | sub | daha ödenmesi gereken miktar hesabı |
| Medikament hat noch stundenlang fortgewirkt | sub | ilacın etkisi daha saatlerce devam etti |
| Grenze zu passieren ist nur noch eine Formalität | sub | sınırı geçmek sadece formalite icabı |
| einkommen | v | (veraltet, noch landschaftlich) aniden hatırına gelmek |
| noch neu sein | v | henüz yeni olmak |
| noch ausstehen | v | henüz eksik olmak |
| noch mal brennen | v | tekrar yanmak |
| noch etwas mögen | v | biraz daha istemek1 |
| noch einmal lesen | v | tekrar okumak |
| noch einmal sagen | v | bir kere daha söylemek |
| noch einmal machen | v | tekrar yapmak |
| noch einmal senden | v | tekrar yollamak |
| noch zu haben sein | v | henüz bekâr olmak |
| noch einmal erleben | v | bir defa daha yaşamak |
| noch einmal spielen | v | bir daha oynamak |
| noch einmal nachlegen | v | bir defa daha üstüne koymak |
| erleben, noch einmal~ | v | bir daha yaşamak |
| noch einmal überlegen | v | bir kere daha düşünmek |
| noch einmal durchleben | v | bir defa daha yaşamak |
| noch einmal durchsehen | v | bir defa daha gözden geçirmek |
| noch gut erhalten sein | v | henüz iyi durumda olmak |
| noch einmal überdenken | v | bir kere daha üzerine düşünmek |
| auftragen, noch einmal~ | v | bir defa daha üzerine sürmek |
| etwas noch zu tun haben | v | daha yapacak çok şeyi olmak |
| noch ein wenig plaudern | v | biraz sohbet etmek |
| noch einmal vorbeikommen | v | bir kere daha uğramak |
| weder ein noch aus wissen | v | caresiz kalmak |
| nicht ein noch aus wissen | v | ne yapacağını bilmemek |
| weder Hand noch Fuß haben | v | başı kıçı belli olmamak |
| weder Hand noch Fuß haben | v | başı sonu belli olmamak |
| das Leben noch einmal anpacken | v | hayata yeniden başlamak |
| ganze noch schlimmer machen | v | her şeyi daha berbat etmek |
| alles noch schlimmer machen | v | her şeyi dahada kötüleştirmek |
| noch einmal von vorn anfangen | v | bir defa daha baştan başlamak |
| einen Zug gerade noch erreichen | v | trene kıt kanaat yetişmek |
| nicht ein noch aus wissen können | v | ne yapacağını bilememek |
| noch einmal glimpflich davon kommen | v | bir kere daha ucuz atlatmak |
| noch nicht abschließend geklärt sein | v | henüz netlik kazanmamış olmak |
| denselben Weg noch einmal zurückgehen | v | aynı yolu bir daha geri dönmek |
| sich gerade noch so zurückhalten können | v | zar zor kendini tutmak |
| kurz vor dem Ziel noch geschlagen werden | v | hedeften az önce yarışı kaybetmek |
| etwas in seiner Vorstellung noch einmal erleben | v | bir şeyi hayalinde tekrar yaşamak |
| noch ein paar Wochen brauchen, um etwas tun zu können | v | bir şey yapabilmek için bir iki haftaya daha ihtiyaç duymak |
| jemanden detailliert auf die noch offenen Fragen ansprechen | v | biriyle cevapsız kalan sorular hakkında konuşmak |
| noch besser | adj | daha iyi |
| noch weniger | adj | daha az |
| noch schneller | adj | daha hızlı |
| noch preiswerter | adj | daha ucuz |
| immer noch zu wenig | adj | hâlâ çok az |
| noch mal | bir daha | |
| noch mal | bir defa daha | |
| noch mal | bir kez daha | |
| noch mal | tekrar | |
| noch mal | yeniden | |
| noch nie | hiç | |
| noch nie | şimdiye kadar | |
| noch nie | şimdiye kadar hiç | |
| nur noch | ancak | |
| noch ein | bir defa daha | |
| das geht noch | fena değil | |
| noch eine | bir daha | |
| mehr noch | daha fazla | |
| auch noch | odamı | |
| noch eins | bir tane daha | |
| noch frei | hâlen boş | |
| dazu noch | fazla olarak | |
| dazu noch | üstelik | |
| noch mehr | daha da | |
| noch mehr | daha fazlası | |
| doch noch | buna rağmen | |
| eben noch | şu an daha olabilir | |
| kaum noch | hemen hemen hiç | |
| noch dazu | üstelik | |
| noch dazu | üstüne üstlük | |
| noch eben | ancak! | |
| das auch noch! | bu da öyle | |
| noch einen | bir tane daha | |
| weder noch | ne o ne bu | |
| noch einer | biri daha | |
| noch eines | bir daha | |
| noch etwas | bir şey daha | |
| noch etwas | biraz daha! | |
| noch heute | bugünden tezi yok! | |
| noch heute | hemen bugün | |
| noch heute | bugüne kadar | |
| noch heute | derhal | |
| noch heute | hemen | |
| noch heute | hala | |
| noch immer | hâla | |
| jetzt noch | daha | |
| immer noch | adv | daha da |
| jetzt noch | henüz | |
| noch nicht | henüz değil | |
| noch höher | daha yüksek | |
| gerade noch | ancak | |
| noch einmal | baştan | |
| noch einmal | bir (kere) daha | |
| noch einmal | bir daha | |
| noch einmal | bir kere daha | |
| noch einmal | yine | |
| sonst noch? | başka? | |
| noch etwas? | başka bir şey? | |
| noch etwas? | başka? | |
| noch gerade | şu an | |
| Weest noch? | biliyor musun? | |
| noch nichts | henüz hiç | |
| Noch‘n Lied | bir şarkı daha | |
| noch gültig | daha geçerli | |
| noch härter | daha sert | |
| noch länger | daha uzun | |
| noch später | bilâhara | |
| noch später | daha sonra | |
| noch später | sonraları | |
| noch wärmer | daha sıcak | |
| noch genauer | daha doğru | |
| Weeste noch? | biliyor musun? | |
| noch kleiner | daha küçük | |
| Er lebt noch | o hâlâ yaşıyor | |
| noch zweimal | iki defa daha | |
| noch 2 Jahre | daha iki sene | |
| noch dreimal | üç defa daha | |
| das hat noch Zeit | acelesi yok | |
| und dazu noch | ve ayrıca | |
| und dazu noch | ve üstelik | |
| auch das noch | bir bu eksikti | |
| auch das noch | bir de bu! | |
| noch im Spiel | hâlâ oyunda | |
| noch so einer | yine böyle biri | |
| noch und noch | avuç dolusu | |
| noch und noch | birçok | |
| noch und noch | bol bol | |
| noch und noch | defalarca | |
| noch und noch | durmadan | |
| noch und noch | pek çok | |
| noch und noch | çok çok | |
| trotzdem noch | buna rağmen halâmı? | |
| noch 2 Monate | daha iki ay | |
| noch ein Bier | bir bira daha | |
| noch ein Brot | bir ekmek daha | |
| noch ein paar | bir çift daha | |
| außerdem noch | bundan başka | |
| noch einen Tag | bir gün daha | |
| auch das noch! | başıma budamı gelecekti | |
| auch das noch! | bir bu eksikti! | |
| noch jung sein | henüz genç olmak | |
| eines noch … | bir şey daha | |
| noch nicht gar | henüz pişmedi | |
| noch nicht mal | …bile değil | |
| noch so’n Satz | tekrar böyle bir cümle | |
| noch und heute | bol bol | |
| Was denn noch? | daha ne var? | |
| ist noch offen | hâlâ açık | |
| Noch‘n Versuch | bir daha deneme | |
| noch viel eher | haydi haydi | |
| noch vier Tage | dört gün daha | |
| noch vorhanden | henüz var | |
| obendrein noch | bir de! | |
| obendrein noch | üstüne üstlük! | |
| noch zwei Tage | iki gün daha | |
| noch 2 Minuten | daha iki dakika | |
| noch dableiben | henüz burada kalmak | |
| noch ein Blick | bir bakış daha | |
| noch kräftiger | daha güçlü | |
| das ist noch besser | Bu dahada iyi | |
| noch eine Weile | bir müddet daha | |
| noch einmal tun | bir daha yapmak | |
| Was sonst noch? | bundan başka? | |
| noch monatelang | daha aylarca | |
| doch noch einer | buna rağmen biri daha | |
| wie lange noch? | daha ne kadar? | |
| Noch zwei Links | iki link daha | |
| noch unerledigt | henüz tamamlanmamış | |
| noch unverkauft | henüz satılmadı | |
| nur einmal noch | sadece bir defa daha | |
| Sonst noch was? | başka bir şey var mı? | |
| noch ausstehend | henüz eksik olan | |
| nur noch einmal | sadece bir kere daha | |
| noch ein Bissen | biraz daha | |
| kommt auch noch | buda olacak | |
| noch festzulegen | daha saptanması gerekir | |
| noch lange nicht | neredeyse hiç | |
| noch lange nicht | yeterli olmaktan çok uzak | |
| immer noch nicht | adv | hâlâ değil |
| jetzt noch nicht | şu anda değil | |
| Augenblick noch! | az daha bekle! | |
| Noch eine Tasse? | bir fincan daha? | |
| Da ist noch Zeit | daha zaman var | |
| noch bis vor … | …den, dan öncesine kadar | |
| noch drei Wochen | üç hafta daha | |
| gerade eben noch | az evvel | |
| gerade eben noch | demincek | |
| noch ein Gedanke | bir düşünce daha | |
| noch ein Versuch | bir deneme daha | |
| noch ein anderer | bir başkası | |
| noch ein anderer | bir diğeri | |
| fast noch größer | hemen hemen daha büyük | |
| das waren noch Zeiten | neydi o eski zamanlar | |
| weder … noch… | ne … ne de… | |
| noch eine Portion | bir porsiyon daha | |
| noch eine weitere | bir daha | |
| noch einen Helfer | bir yardımcı daha | |
| sonst noch etwas? | başka bir şey de varmı? | |
| sonst noch etwas? | başka bir şey var mı? | |
| nicht noch einmal | bir daha değil! | |
| noch mehr als das | dahası var! | |
| noch nicht einmal | bir kere bile değil | |
| einen Moment noch | bir dakika daha! | |
| noch viel kleiner | eskisinden daha küçük | |
| besser noch, …. | daha iyi,… | |
| bisher noch nicht | şimdiye kadar değil | |
| noch ein Weilchen | bir müddet daha | |
| noch ein bisschen | biraz daha | |
| noch ein weiterer | bir daha | |
| noch ein weiteres | bir daha | |
| wie er noch fährt | (trafikte seyrederken) seyir halindeyken, seyir halinde olduğu sürece | |
| noch längst nicht | neredeyse hiç | |
| noch längst nicht | yeterli olmaktan çok uzak | |
| noch nicht fällig | henüz müddeti gelmedi | |
| noch nicht fällig | henüz vadesi gelmedi | |
| noch nicht fällig | müeccel | |
| Schönen Tag noch! | iyi günler! | |
| sonst noch jemand? | başka biri? | |
| Sind noch mehr da? | daha fazla varmı | |
| nicht … noch … | ne … ne de… | |
| noch einmal soviel | bu kadar daha | |
| verflixt noch mal! | Allah kahretsin! | |
| verflixt noch mal! | lanet olsun! | |
| verdammt noch mal! | Allah kahretsin! | |
| fielen noch weiter | düşmeğe devam etmişlerdi | |
| es gibt mich noch! | ben henüz varım | |
| fehlte gerade noch | bir bu eksikti! | |
| noch nicht bezahlt | henüz ödenmedi | |
| noch so ein Fehler | böyle bir hata daha | |
| Noch etwas, bitte? | başka bir şey lütfen? | |
| Noch was, Kleiner? | başka bir isteğin varmı ufaklık? | |
| noch unentschieden | hâlâ berabere | |
| seid ihr noch fit? | hâlâ formda mısınız? | |
| noch ein paar Tage | birkaç gün daha | |
| weder … noch … | ne … ne (de)… | |
| weder … noch … | ne … ne de … | |
| da fragst du noch? | hâlâ soruyor musun? | |
| Oh, noch etwas, … | ha…, bir şey daha | |
| noch eine Tasse Tee | bir bardak çay daha | |
| Sind Sie noch dran? | hâlâ telefonda mısınız? | |
| noch einmal gemacht | tekrar yaptı | |
| noch einmal so viel | bir o kadar daha | |
| verflucht noch mal! | Allah kahretsin! | |
| verflucht noch mal! | kahrolsun! | |
| wichtiger noch, … | daha önemlisi… | |
| noch nicht erledigt | henüz tamam değil | |
| noch nicht verzollt | henüz gümrüğe tabi tutulmamış | |
| noch nie da gewesen | şimdiye kadar hiç gelmedi | |
| noch nie da gewesen | şimdiye kadar hiç olmadı | |
| noch so ein Verlust | böyle bir kayıp daha | |
| noch unentschlossen | hâlâ kararsız | |
| das ist noch nicht alles | bu hepsi değil | |
| das wird dir noch leidtun | buna pişman olacak | |
| das wirst du noch bereuen | daha buna pişman olacaksın | |
| das Schlimmste kommt noch | daha kötüsü olacak | |
| das dicke Ende kommt noch | daha fenası olacak | |
| das ist noch nie passiert | Bu hiç olmamıştı | |
| das weiß ich bis heute noch | bunu hâlâ hatırlıyorum | |
| das Angebot steht noch immer | teklif hâlâ geçerli | |
| die Diebe waren noch in Freiheit | hırsızlara hâlâ serbestti | |
| das wirst du noch bitter bezahlen | daha bunun hesabını vereceksin | |
| die Sache ist noch in der Schwebe | iş henüz sallantıda | |
| das muss erst noch erfunden werden | bunun önce icat olunması gerekir | |
| die Zeit ist noch nicht reif dafür | henüz bunun zamanı gelmedi | |
| die Sache ist noch nicht entschieden | bu iş henüz karara bağlanmadı | |
| das ist noch nicht das Ende vom Lied | Bu iş bununla bitmez | |
| die Ergebnisse liegen noch nicht vor | sonuçlar henüz belli değil | |
| das ist noch keine beschlossene Sache | bu henüz karardan çıkmadı | |
| der Brief muss unbedingt heute noch weg | mektup en geç bugün yollanması gerekir | |
| das letzte Wort ist noch nicht gesprochen | son söz söylenmedi | |
| das Letzte, was du jetzt noch gebrauchen kannst | bu ihtiyacın olabilecek en son şey | |
| die Frau, die er heiratet, muss erst noch geboren werden | onun evleneceği kadın henüz doğmadı | |
| die Frau, die er heiratet, muss erst noch geboren werden | onun evleneceği kadın henüz dünyaya gelmedi |
Daha fazla kelimeye Almanca Türkçe Sözlük sayfasından ulaşabilirsiniz.
Almanca Öğrenmek ABC Kadar Kolay! 🇩🇪
AlmancaABC‘de videolar, A1, A2, B1 yazılı konu anlatımları, kelime listeleri ve Almanca öğrenmek için ihtiyacın olan her şey seni bekliyor!
Hemen takip et, değişimi fark et!