Almanca En Çok Kullanılan 555 Sözcük & İfade

Burada yer 555 Almanca kelime listesi günlük hayatta en çok ihtiyaç duyacağınız kelimeleri içeriyor.

Eğer aradığınız sözcükler günlük ifadeler değilde Goethe gibi sınavlara yönelik kelimeler ise onları aşağıdaki linklerde bulabilirsiniz:

• Almanca A1 Kelimeleri
• Almanca A2 Kelimeleri
• Almanca B1 Kelimeleri

Selamlaşmalar ve Vedalaşma İfadeleri

1. Hallo (Merhaba) – Hallo! Wie geht’s? – Merhaba! Nasılsın?
2. Guten Morgen (Günaydın) – Guten Morgen, Frau Müller. – Günaydın, Bayan Müller.
3. Guten Tag (İyi günler) – Guten Tag, Herr Schmidt! – İyi günler, Bay Schmidt!
4. Guten Abend (İyi akşamlar) – Guten Abend, wie war dein Tag? – İyi akşamlar, günün nasıl geçti?
5. Gute Nacht (İyi geceler) – Gute Nacht, schlaf gut! – İyi geceler, iyi uykular!
6. Tschüss (Hoşça kal) – Tschüss, bis morgen! – Hoşça kal, yarın görüşürüz!
7. Auf Wiedersehen (Görüşürüz) – Auf Wiedersehen, ich hoffe, wir sehen uns bald wieder. – Görüşürüz, umarım yakında tekrar görüşürüz.
8. Bis bald (Yakında görüşürüz) – Bis bald! Ich freue mich auf unser nächstes Treffen. – Yakında görüşürüz! Bir sonraki buluşmamızı dört gözle bekliyorum.
9. Bis später (Sonra görüşürüz) – Bis später, ich rufe dich an. – Sonra görüşürüz, seni arayacağım.
10. Grüß Gott (Merhaba/Günaydın) [Güney Almanya ve Avusturya’da kullanılır] – Grüß Gott, wie kann ich Ihnen helfen? – Merhaba, size nasıl yardımcı olabilirim?
11. Servus (Merhaba/Hoşça kal) [Bavyera ve Avusturya’da kullanılır] – Servus, schön dich zu sehen! – Merhaba, seni görmek güzel!
12. Moin (Merhaba) [Kuzey Almanya’da kullanılır] – Moin! Wie geht es Ihnen heute? – Merhaba, bugün nasılsınız?

İlginizi çekebilir: Almanca Selamlaşma ve Vedalaşmalar

Kişisel Bilgileri İçeren Kelimeler

13. der Name (İsim) – Wie heißt du? – Senin adın ne?
14. das Alter (Yaş) – Wie alt bist du? – Kaç yaşındasın?
15. der Geburtstag (Doğum günü) – Wann hast du Geburtstag? – Doğum günün ne zaman?
16. die Adresse (Adres) – Was ist deine Adresse? – Adresin ne?
17. der Wohnort (İkametgah) – Wo wohnst du? – Nerede oturuyorsun?
18. die Nationalität (Milliyet) – Welche Nationalität hast du? – Hangi milliyete sahipsin?
19. die Sprachen (Diller) – Welche Sprachen sprichst du? – Hangi dilleri konuşuyorsun?
20. der Beruf (Meslek) – Was bist du von Beruf? – Mesleğin ne?
21. der Arbeitsplatz (İş yeri) – Wo arbeitest du? – Nerede çalışıyorsun?
22. die Telefonnummer (Telefon numarası) – Wie ist deine Telefonnummer? – Telefon numaran ne?
23. die E-Mail (E-posta) – Was ist deine E-Mail-Adresse? – E-posta adresin ne?
24. der Familienstand (Medeni hal) – Bist du verheiratet? – Evli misin?
25. die Kinder (Çocuklar) – Hast du Kinder? – Çocukların var mı?
26. die Geschwister (Kardeşler) – Hast du Geschwister? – Kardeşin var mı?
27. die Hobbys (Hobiler) – Was sind deine Hobbys? – Hobilerin neler?
28. die Lieblingsfarbe (Favori renk) – Was ist deine Lieblingsfarbe? – Favori rengin nedir?
29. das Lieblingsessen (Favori yemek) – Was ist dein Lieblingsessen? – Favori yemeğin nedir?
30. die Lieblingsmusik (Favori müzik) – Was ist deine Lieblingsmusik? – Favori müziğin nedir?

Almanca Sayılar

• Eins (Bir)
• Zwei (İki)
• Drei (Üç)
• Vier (Dört)
• Fünf (Beş)
• Sechs (Altı)
• Sieben (Yedi)
• Acht (Sekiz)
• Neun (Dokuz)
• Zehn (On)
• Elf (On bir)
• Zwölf (On iki)
• Dreizehn (On üç)
• Vierzehn (On dört)
• Fünfzehn (On beş)
• Sechzehn (On altı)
• Siebzehn (On yedi)
• Achtzehn (On sekiz)
• Neunzehn (On dokuz)
• Zwanzig (Yirmi)
• Einundzwanzig (Yirmi bir)
• Zweiundzwanzig (Yirmi iki)
• Dreiundzwanzig (Yirmi üç)
• Vierundzwanzig (Yirmi dört)
• Fünfundzwanzig (Yirmi beş)

İlginizi çekebilir: Almanca sayılar

Renkler (Farbe)

56. Weiß (Beyaz) – Das Papier ist weiß. – Kağıt beyaz.
57. Schwarz (Siyah) – Seine Schuhe sind schwarz. – Ayakkabıları siyah.
58. Rot (Kırmızı) – Das Auto ist rot. – Araba kırmızı.
59. Blau (Mavi) – Der Himmel ist blau. – Gökyüzü mavi.
60. Grün (Yeşil) – Die Blätter sind grün. – Yapraklar yeşil.
61. Gelb (Sarı) – Die Sonne ist gelb. – Güneş sarı.
62. Orange (Turuncu) – Die Orange ist orange. – Portakal turuncu.
63. Rosa (Pembe) – Ihr Kleid ist rosa. – Elbisesi pembe.
64. Lila (Mor) – Die Blumen sind lila. – Çiçekler mor.
65. Braun (Kahverengi) – Der Tisch ist braun. – Masa kahverengi.
66. Grau (Gri) – Die Katze ist grau. – Kedi gri.
67. Beige (Bej) – Die Hose ist beige. – Pantolon bej.
68. Türkis (Turkuaz) – Das Meer ist türkis. – Deniz turkuaz.
69. Gold (Altın) – Die Uhr ist gold. – Saat altın renkli.
70. Silber (Gümüş) – Der Ring ist silber. – Yüzük gümüş.

İlginizi çekebilir: Almanca Renkler

Yön Sözcükleri

71. der Nord (Kuzey) – Schweden liegt im Norden von Deutschland. – İsveç, Almanya’nın kuzeyinde yer alır.
72. der Süd (Güney) – Italien ist im Süden. – İtalya güneydedir.
73. der Ost (Doğu) – Die Sonne geht im Osten auf. – Güneş doğuda doğar.
74. der West (Batı) – Portugal liegt im Westen von Spanien. – Portekiz, İspanya’nın batısında bulunur.

Yer Yön Tarif Ederken Kullanılan Almanca Kelimeler

75. Oben (Yukarı) – Das Bild hängt oben an der Wand. – Resim duvarın üst kısmında asılı.
76. Unten (Aşağı) – Die Schuhe stehen unten im Schrank. – Ayakkabılar dolabın alt kısmında.
77. Vorne (Ön) – Der Garten ist vorne am Haus. – Bahçe evin önünde.
78. Hinten (Arka) – Der Parkplatz ist hinten. – Otopark arkada.
79. Links (Sol) – Die Bank ist links von der Post. – Banka, postanenin solunda.
80. Rechts (Sağ) – Der Supermarkt ist rechts. – Süpermarket sağda.
81. In der Mitte (Ortada) – Der Tisch steht in der Mitte des Raumes. – Masa odanın ortasında.
82. Neben (Yanında) – Der Stuhl steht neben dem Tisch. – Sandalye masaın yanında.
83. Zwischen (Arasında) – Das Auto parkt zwischen zwei Gebäuden. – Araba iki bina arasında park etmiş.
84. Gegenüber (Karşısında) – Die Apotheke ist gegenüber der Schule. – Eczane okulun karşısında.
85. Um (Etrafında) – Er läuft um den Park. – Parkın etrafında koşuyor.
86. Durch (İçinden) – Wir gehen durch den Wald. – Ormanın içinden geçiyoruz.
87. Über (Üzerinden) – Die Brücke geht über den Fluss. – Köprü nehrin üzerinden geçiyor.
88. Unter (Altından) – Die Katze läuft unter dem Tisch durch. – Kedi masanın altından geçiyor.

Bkz: Almanca Yönler

Günler (Tage)

92. die Zeit: Zaman
93. das Datum: Tarih
94. der Termin: Randevu, buluşma
95. der Werktag, -e / Arbeitstag (iş günü)
96. der Wochentag, -e (haftanın günlerinden biri)
97. der Ruhetag, -e (istirahat günü, çalışılmayan gün, dinlenme günü)

Hafta İçi (die Wochentage)

95. der Montag (Pazartesi) – Ich habe am Montag einen Arzttermin. – Pazartesi günü doktor randevum var.
96. der Dienstag (Salı) – Wir gehen am Dienstag ins Kino. – Salı günü sinemaya gidiyoruz.
97. der Mittwoch (Çarşamba) – Der Kurs beginnt am Mittwoch. – Kurs Çarşamba günü başlıyor.
98. der Donnerstag (Perşembe) – Am Donnerstag habe ich frei. – Perşembe günü boşum.
99. der Freitag (Cuma) – Das Konzert ist am Freitag. – Konser Cuma günü.

Hafta Sonu (das Wochenende)

100. der Samstag (Cumartesi) – Am Samstag gehen wir einkaufen. – Cumartesi günü alışverişe gidiyoruz.
101. der Sonntag (Pazar) – Am Sonntag ist Ruhetag. – Pazar günü dinlenme günü.

Daha fazla Almanca Günler

Aylar (Monate)

102. der Januar (Ocak) – Mein Geburtstag ist im Januar. – Doğum günüm Ocak’ta.
103. der Februar (Şubat) – Der Kurs endet im Februar. – Kurs Şubat’ta sona eriyor.
104. der März (Mart) – Die Schule beginnt wieder im März. – Okul Mart’ta tekrar başlıyor.
105. der April (Nisan) – Es regnet viel im April. – Nisan’da çok yağmur yağar.
106. der Mai (Mayıs) – Die Blumen blühen im Mai. – Çiçekler Mayıs’ta açar.
107. der Juni (Haziran) – Wir machen im Juni Urlaub. – Haziran’da tatil yapıyoruz.
108. der Juli (Temmuz) – Es ist sehr warm im Juli. – Temmuz çok sıcak geçer.
109. der August (Ağustos) – Ich besuche meine Familie im August. – Ağustos’ta ailemi ziyaret edeceğim.
110. der September (Eylül) – Die Schule beginnt im September. – Okul Eylül’de başlar.
111. der Oktober (Ekim) – Halloween ist im Oktober. – Cadılar Bayramı Ekim’de.
112. der November (Kasım) – Es wird kalt im November. – Kasım’da hava soğur.
113. der Dezember (Aralık) – Weihnachten ist im Dezember. – Noel Aralık’ta.

Daha fazla Almanca Aylar

Mevsimler (Jahreszeiten)

114. der Frühling (İlkbahar) – Die Blumen blühen im Frühling. – Çiçekler ilkbaharda açar.
115. der Sommer (Yaz) – Wir gehen im Sommer oft schwimmen. – Yazın sık sık yüzmeye gideriz.
116. der Herbst (Sonbahar) – Die Blätter fallen im Herbst. – Yapraklar sonbaharda dökülür.
117. der Winter (Kış) – Im Winter schneit es oft. – Kışın sık sık kar yağar.

Daha fazla Almanca Mevsimler

Hava Durumu (Wetter)

118. Sonnig (Güneşli) – Es ist sonnig. – Hava güneşli.
119. Bewölkt (Bulutlu) – Der Himmel ist bewölkt. – Gökyüzü bulutlu.
120. Regnerisch (Yağmurlu) – Heute ist es regnerisch. – Bugün hava yağmurlu.
121. Wolkig (Parçalı bulutlu) – Es ist wolkig. – Hava parçalı bulutlu.
122. Nebelig (Sisli) – Morgens ist es oft nebelig. – Sabahları genellikle sisli olur.
123. Windig (Rüzgarlı) – Es ist sehr windig heute. – Bugün hava çok rüzgarlı.
124. Schneit (Kar yağışlı) – Im Winter schneit es oft. – Kışın sık sık kar yağar.
125. Kalt (Soğuk) – Es ist kalt draußen. – Dışarısı soğuk.
126. Warm (Ilık/Sıcak) – Heute ist es warm. – Bugün hava ılık.
127. Heiß (Çok sıcak) – Im Juli ist es oft heiß. – Temmuz’da hava genellikle çok sıcak.
128. Kühl (Serin) – Der Abend ist kühl. – Akşam serin.
129. Frostig (Dondurucu soğuk) – Die Nächte sind frostig. – Geceler dondurucu soğuk.
130. Feucht (Nemli) – Das Klima ist oft feucht. – İklim genellikle nemli.
131. Trocken (Kuru) – Der Sommer war sehr trocken. – Yaz çok kuru geçti.

Aile ve İlişkiler (Familie und Beziehungen)

132. die Familie (Aile) – Meine Familie kommt aus Berlin. – Ailem Berlin’den geliyor.
133. die Eltern (Anne-baba) – Meine Eltern sind Lehrer. – Annem ve babam öğretmen.
134. die Mutter (Anne) – Meine Mutter kocht gut. – Annem iyi yemek yapar.
135. der Vater (Baba) – Mein Vater ist Ingenieur. – Babam mühendis.
136. die Schwester (Kız kardeş) – Meine Schwester studiert Medizin. – Kız kardeşim tıp okuyor.
137. der Bruder (Erkek kardeş) – Mein Bruder ist klein. – Erkek kardeşim küçük.
138. die Großmutter (Büyükanne) – Meine Großmutter ist achtzig Jahre alt. – Büyükannem seksen yaşında.
139. der Großvater (Büyükbaba) – Mein Großvater war Bauer. – Büyükbabam çiftçiydi.
140. das Kind (Çocuk) – Wir haben zwei Kinder. – İki çocuğumuz var.
141. die Tochter (Kız çocuk) – Meine Tochter heißt Anna. – Kızımın adı Anna.
142. der Sohn (Oğlan çocuk) – Mein Sohn spielt Fußball. – Oğlum futbol oynuyor.
143. die Ehefrau (Karısı) – Meine Ehefrau ist Ärztin. – Karım doktor.
144. der Ehemann (Kocası) – Mein Ehemann arbeitet in Italien. – Kocam İtalya’da çalışıyor.
145. der Freund (Arkadaş/Erkek arkadaş) – Mein Freund kommt heute Abend. – Arkadaşım bu akşam geliyor.
146. die Freundin (Arkadaş/Kız arkadaş) – Meine Freundin wohnt in Hamburg. – Kız arkadaşım Hamburg’da yaşıyor.
147. der Partner (Partner [erkek]) – Mein Partner ist sehr unterstützend. – Partnerim çok destekleyici.
148. die Partnerin (Partner [kadın]) – Meine Partnerin und ich gehen ins Kino. – Partnerim ve ben sinemaya gidiyoruz.
149. der Verlobter (Nişanlı [erkek]) – Mein Verlobter ist Jurist. – Nişanlım hukukçu.
150. die Verlobte (Nişanlı [kadın]) – Meine Verlobte ist Lehrerin. – Nişanlım öğretmen.
151. die Ehe (Evlilik) – Sie sind seit zwanzig Jahren in einer glücklichen Ehe. – Yirmi yıldır mutlu bir evlilikleri var.
152. die Beziehung (İlişki) – Sie haben eine starke Beziehung. – Güçlü bir ilişkileri var.

Yiyecek ve İçecekler (Lebensmittel und Getränke)

Almanca’da yiyecek ve içecekler (Lebensmittel und Getränke) ile ilgili temel kelimeler ve ifadeler, restoran ve kafe terminolojisi günlük hayatta, alışveriş yaparken veya yemek yerken sıklıkla kullanılır.

Temel Yiyecek İsimleri

153. das Brot (Ekmek) – Ich kaufe das Brot im Supermarkt. – Ekmeği süpermarkette alıyorum.
154. der Käse (Peynir) – Der Käse ist sehr lecker. – Peynir çok lezzetli.
155. die Wurst (Sosis) – Wir essen die Wurst zum Frühstück. – Sosisi kahvaltıda yiyoruz.
156. das Fleisch (Et) – Das Fleisch ist frisch. – Et taze.
157. der Fisch (Balık) – Der Fisch schwimmt im Wasser. – Balık suda yüzüyor. (alırken kullanılan ifade)
158. das Gemüse (Sebze) – Ich mag frisches Gemüse. – Taze sebzeleri severim.
159. die Frucht (Meyve) – Die Frucht ist süß. – Meyve tatlı.
160. die Kartoffel (Patates) – Die Kartoffeln sind in der Pfanne. – Patatesler tavada.
161. der Reis (Pirinç) – Der Reis wird gekocht. – Pirinç pişiriliyor.
162. die Pasta (Makarna) – Die Pasta ist al dente. – Makarna al dente.
163. das Ei (Yumurta) – Das Ei ist hart gekocht. – Yumurta katı pişmiş.
164. die Milch (Süt) – Die Milch ist kalt. – Süt soğuk.
165. die Butter (Tereyağı) – Die Butter schmilzt. – Tereyağı eriyor.
166. der Zucker (Şeker) – Der Zucker ist süß. – Şeker tatlı.

Temel İçecek İsimleri

167. das Wasser (Su) – Das Wasser ist klar. – Su berrak.
168. der Saft (Meyve Suyu) – Ich trinke den Saft am Morgen. – Meyve suyunu sabahları içerim.
169. die Limonade (Limonata) – Die Limonade ist kalt und süß. – Limonata soğuk ve tatlı.
170. der Kaffee (Kahve) – Der Kaffee ist stark. – Kahve kuvvetli.
171. der Tee (Çay) – Der Tee ist heiß. – Çay sıcak.
172. das Bier (Bira) – Das Bier ist kalt. – Bira soğuk.
173. der Wein (Şarap) – Der Wein schmeckt gut. – Şarap güzel tat veriyor.

Restoran ve Kafe Terminolojisi

174. die Speisekarte (Menü) – Können wir die Speisekarte sehen? – Menüyü görebilir miyiz?
175. die Bestellung (Sipariş) – Ich möchte meine Bestellung aufgeben. – Sipariş vermek istiyorum.
176. der Kellner/die Kellnerin (Garson) – Der Kellner bringt das Essen. – Garson yemeği getiriyor.
177. das Trinkgeld (Bahşiş) – Das ist für das Trinkgeld. – Bu bahşiş için.
178. die Rechnung (Hesap) – Können wir die Rechnung bitte haben? – Hesabı alabilir miyiz lütfen?
179. der Tisch (Masa) – Der Tisch für zwei, bitte. – İki kişilik masa lütfen.
180. reservieren (Rezervasyon yapmak) – Ich möchte einen Tisch reservieren. – Bir masa rezerve etmek istiyorum.
181. bezahlen (Ödemek) – Ich möchte bezahlen. – Ödemek istiyorum.

Alışveriş

Alışverişle İlgili Temel Terimler

182. der Laden (Dükkan) – Ich gehe in den Laden. – Dükkana gidiyorum.
183. das Geschäft (Mağaza) – Das Geschäft ist geöffnet. – Mağaza açık.
184. der Markt (Pazar yeri) – Wir gehen samstags immer auf den Markt. – Cumartesi günleri hep pazara gideriz.
185. die Einkaufstasche (Alışveriş torbası) – Hast du die Einkaufstasche? – Alışveriş torban var mı?
186. der Einkaufswagen (Alışveriş arabası) – Wir brauchen einen Einkaufswagen. – Bir alışveriş arabasına ihtiyacımız var.
187. die Kasse (Kasa) – Die Kasse ist dort drüben. – Kasa orada.
188. der Verkäufer/die Verkäuferin (Satıcı) – Der Verkäufer hilft uns. – Satıcı bize yardım ediyor.
189. der Kunde/die Kundin (Müşteri) – Der Kunde wartet. – Müşteri bekliyor.
190. kaufen (Satın almak) – Ich möchte das kaufen. – Bunu satın almak istiyorum.
191. verkaufen (Satmak) – Sie verkaufen frisches Obst. – Taze meyve satıyorlar.
192. ausverkauft (Tükenmiş) – Das Produkt ist ausverkauft. – Ürün tükenmiştir.
193. die Quittung (Fiş/Makbuz) – Können Sie mir die Quittung geben? – Bana fişi verebilir misiniz?
194. umtauschen (Değiştirmek) – Ich möchte das umtauschen. – Bunu değiştirmek istiyorum.
195. die Rückgabe (İade) – Die Rückgabe ist innerhalb von 30 Tagen möglich. – İade 30 gün içinde mümkün.
196. das Angebot (Teklif) – Das ist ein gutes Angebot. – Bu iyi bir teklif.
197. das Sonderangebot (Özel teklif) – Das ist im Sonderangebot. – Bu özel teklifte.

Para Birimi

198. der Euro (Euro) – Das kostet zehn Euro. – Bu on euro.
199. der Cent (Cent) – Das sind fünfzig Cent. – Bu elli cent.

Pazarlık

200. der Preis (Fiyat) – Was ist der Preis dafür? – Bunun fiyatı nedir?
201. verhandeln (Pazarlık yapmak) – Kann man über den Preis verhandeln? – Fiyat üzerinde pazarlık yapılabilir mi?
202. das Angebot (Teklif) – Ich mache Ihnen ein Angebot. – Size bir teklif yapıyorum.
203. billiger (Daha ucuz) – Können Sie es billiger machen? – Bunu daha ucuz yapabilir misiniz?
204. der Rabatt (İndirim) – Gibt es einen Rabatt? – Bir indirim var mı?
205. reduziert (İndirimli) – Das ist stark reduziert. – Bu büyük indirimli.
206. das Schnäppchen (Kapış kapış satılan ucuz eşya) – Das ist ein echtes Schnäppchen. – Bu gerçekten ucuz bir eşya.

Ulaşım (Verkehr)

Ulaşım Araçları

207. das Auto (Araba) – Wir fahren mit dem Auto. – Araba ile gidiyoruz.
208. der Bus (Otobüs) – Der Bus ist pünktlich. – Otobüs dakik.
209. die Bahn/der Zug (Tren) – Ich reise oft mit der Bahn. – Sıklıkla trenle seyahat ederim.
210. die U-Bahn (Metro) – Die U-Bahn ist schnell. – Metro hızlıdır.
211. die Straßenbahn (Tramvay) – Die Straßenbahn kommt alle zehn Minuten. – Tramvay her on dakikada bir gelir.
212. das Fahrrad (Bisiklet) – Ich fahre gerne Fahrrad. – Bisiklete binmeyi severim.
213. das Motorrad (Motosiklet) – Er hat ein schnelles Motorrad. – Onun hızlı bir motosikleti var.
214. das Schiff (Gemi) – Wir machen eine Tour mit dem Schiff. – Gemiyi bir tur yapıyoruz.
215. das Flugzeug (Uçak) – Das Flugzeug fliegt nach London. – Uçak Londra’ya uçuyor.
216. der Hubschrauber (Helikopter) – Der Hubschrauber landet dort. – Helikopter oraya iniş yapıyor.

Bkz: Almanca Taşıt İsimleri (Ulaşım Araçları)

Ulaşım ile İlgili Diğer Temel Terimler

217. der Bahnhof (Tren istasyonu) – Der Zug fährt vom Bahnhof ab. – Tren istasyondan hareket ediyor.
218. der Flughafen (Havalimanı) – Mein Flug geht vom Flughafen Tegel. – Uçuşum Tegel Havalimanı’ndan.
219. die Haltestelle (Durak) – Die nächste Haltestelle ist Museum. – Bir sonraki durak Müze.
220. die Fahrkarte (Bilet) – Ich kaufe eine Fahrkarte. – Bir bilet alıyorum.
221. der Fahrplan (Tarife) – Der Fahrplan hat sich geändert. – Tarife değişti.
222. die Verspätung (Gecikme) – Der Bus hat oft Verspätung. – Otobüs sık sık gecikir.
223. der Fahrer/die Fahrerin (Sürücü) – Der Fahrer wartet im Auto. – Sürücü arabada bekliyor.
224. das Taxi (Taksi) – Wir nehmen ein Taxi. – Bir taksi alıyoruz.
225. die Miete (Kira) – Ich zahle die Miete für das Fahrrad. – Bisikletin kirasını ödüyorum.
226. mieten (Kiralamak) – Wir mieten ein Auto. – Bir araba kiralıyoruz.
227. die Ankunft (Varış) – Die Ankunft ist verspätet. – Varış gecikmeli.
228. die Abfahrt (Kalkış) – Die Abfahrt ist um acht Uhr. – Kalkış saat sekizde.
229. umsteigen (Aktarma yapmak) – Ich muss in Berlin umsteigen. – Berlin’de aktarma yapmam gerekiyor.
230. der Anschluss (Bağlantı) – Ich habe einen Anschluss in Frankfurt. – Frankfurt’ta bir bağlantım var.

Konaklama (Unterkunft)

231. die Unterkunft, “-e (kalacak yer, konaklama, konut, geçici orduğah)
232. die Jugendherberge, -n (gençler için konuk evi, gençlik yurdu)

Konaklama Türleri

233. das Hotel (Otel) – Wir übernachten im Hotel. – Otelde kalıyoruz.
234. die Pension (Pansiyon) – Die Pension ist günstiger als das Hotel. – Pansiyon otelden daha uygun.
235. die Ferienwohnung (Tatil Dairesi) – Ich miete eine Ferienwohnung am Meer. – Denize sıfır bir tatil dairesi kiralıyorum.
236. das Hostel (Hostel) – Das Hostel ist voll belegt. – Hostel tamamen dolu.
237. der Campingplatz (Kamp alanı) – Wir zelten auf dem Campingplatz. – Kamp alanında çadır kuruyoruz.
238. das Resort (Tatil köyü) – Das Resort bietet viele Aktivitäten. – Tatil köyü birçok aktivite sunuyor.
239. die Jugendherberge (Gençlik yurdu) – Die Jugendherberge ist sehr preiswert. – Gençlik yurdu çok ekonomik.

Otel Odası ve İlgili Terimler

240. das Einzelzimmer (Tek kişilik oda) – Ich habe ein Einzelzimmer reserviert. – Tek kişilik bir oda rezerve ettim.
241. das Doppelzimmer (Çift kişilik oda) – Das Doppelzimmer hat zwei Betten. – Çift kişilik odada iki yatak var.
242. die Suite (Süit) – Die Suite ist sehr luxuriös. – Süit çok lüks.
243. die Rezeption (Resepsiyon) – Die Rezeption ist 24 Stunden geöffnet. – Resepsiyon 24 saat açık.
244. der Schlüssel (Anahtar) – Ich brauche den Schlüssel für mein Zimmer. – Odanın anahtarına ihtiyacım var.
245. die Buchung (Rezervasyon) – Ihre Buchung ist bestätigt. – Rezervasyonunuz onaylandı.
246. reservieren (Rezerve etmek) – Ich möchte ein Zimmer reservieren. – Bir oda rezerve etmek istiyorum.
247. der Check-in (Giriş) – Der Check-in ist um drei Uhr. – Giriş saati üç.
248. der Check-out (Çıkış) – Der Check-out ist um elf Uhr. – Çıkış saati on bir.
249. die Lobby (Lobi) – Wir treffen uns in der Lobby. – Lobide buluşalım.
250. das Frühstück (Kahvaltı) – Ist das Frühstück inklusive? – Kahvaltı dahil mi?
251. die Übernachtung (Geceleme) – Die Übernachtung kostet 70 Euro. – Geceleme 70 euro.

Rezervasyon ve Müşteri Hizmetleri İfadeleri

252. stornieren (İptal etmek) – Ich muss meine Reservierung stornieren. – Rezervasyonumu iptal etmem gerekiyor.
253. die Stornogebühr (İptal ücreti) – Die Stornogebühr beträgt 50 Euro. – İptal ücreti 50 euro.
254. beschweren (Şikayet etmek) – Ich möchte mich über das Zimmer beschweren. – Odadan şikayetçi olmak istiyorum.
255. die Beschwerde (Şikayet) – Ihre Beschwerde wird bearbeitet. – Şikayetiniz işleme alındı.
256. der Service (Hizmet) – Der Service im Hotel ist ausgezeichnet. – Otelin hizmeti mükemmel.
257. die Zufriedenheit (Memnuniyet) – Ihre Zufriedenheit ist unser Ziel. – Memnuniyetiniz bizim hedefimiz.

Zaman İfadeleri (Zeitausdrücke)

Zaman Dilimleri ve Genel İfadeler

258. die Sekunde (Saniye) – Warte eine Sekunde! – Bir saniye bekle!
259. die Minute (Dakika) – Das dauert nur ein paar Minuten. – Bu sadece birkaç dakika sürer.
260. die Stunde (Saat) – Wir treffen uns in einer Stunde. – Bir saat içinde buluşacağız.
261. der Tag (Gün) – Heute ist ein schöner Tag. – Bugün güzel bir gün.
262. die Woche (Hafta) – Ich sehe dich nächste Woche. – Seni gelecek hafta göreceğim.
263. der Monat (Ay) – Der Monat ist fast vorbei. – Ay neredeyse bitti.
264. das Jahr (Yıl) – Nächstes Jahr fahre ich nach Deutschland. – Gelecek yıl Almanya’ya gideceğim.
265. das Jahrzehnt (On yıl) – Das letzte Jahrzehnt war sehr interessant. – Geçen on yıl çok ilginçti.
266. das Jahrhundert (Yüzyıl) – Im 19. Jahrhundert gab es viele Veränderungen. – 19. yüzyılda birçok değişiklik oldu.
267. das Jahrtausend (Milattan) – Wir leben im 21. Jahrtausend. – 21. yüzyılda yaşıyoruz.

Özel Zaman İfadeleri

268. heute (bugün) – Ich gehe heute ins Kino. – Bugün sinemaya gidiyorum.
269. gestern (dün) – Gestern war ich sehr beschäftigt. – Dün çok meşguldüm.
270. morgen (yarın) – Morgen werde ich das machen. – Yarını yapacağım.
271. jetzt (şimdi) – Jetzt müssen wir gehen. – Şimdi gitmeliyiz.
272. später (daha sonra) – Ich rufe dich später an. – Seni daha sonra arayacağım.
273. früher (daha önce/erken) – Früher war alles anders. – Daha önce her şey farklıydı.
274. bald (yakında) – Ich sehe dich bald. – Seni yakında göreceğim.
275. sofort (hemen) – Komm sofort hierher! – Hemen buraya gel!
276. gleich (az sonra/hemen) – Ich bin gleich zurück. – Hemen geri döneceğim.
277. vorher (önce) – Vorher möchte ich essen. – Önce yemek istiyorum.
278. nachher (sonra) – Nachher gehen wir spazieren. – Sonra yürüyüşe çıkacağız.

Zaman Bağlaçları ve Prepozisyonlar

279. vor (önce) – Vor der Schule esse ich Frühstück. – Okuldan önce kahvaltı ederim.
280. nach (sonra) – Nach dem Film gehen wir essen. – Film’den sonra yemeğe gideceğiz.
281. während (sırasında) – Während der Pause trinken wir Kaffee. – Ara sırasında kahve içeriz.
282. bis (kadar) – Ich arbeite bis fünf Uhr. – Saat beşe kadar çalışırım.
283. ab (itibaren) – Ab morgen verfügbar. – Yarından itibaren müsait.
284. um (saat) – Der Zug fährt um acht Uhr. – Tren saat sekizde kalkıyor.
285. seit (den beri) – Ich wohne hier seit 2010. – 2010 yılından beri burada yaşıyorum.
286. bei (esnasında) – Bei Regen bleiben wir zu Hause. – Yağmur esnasında evde kalırız.

Saat İfadeleri (Uhrzeit)

Temel Saat Terimleri

287. die Uhr (Saat) – Es ist fünf Uhr. – Saat beş.
288. die Zeit (Zaman) – Wie spät ist es? / Wie viel Uhr ist es? – Saat kaç?

Saati Söyleme

289. Es ist [Stunde] Uhr. – Saat [saat].
     • Es ist ein Uhr. – Saat bir.
     • Es ist zwei Uhr. – Saat iki.
290. Es ist [Stunde] Uhr [Minute].
     • Es ist drei Uhr zehn. – Saat üç on.
     • Es ist vier Uhr fünfzehn. – Saat dört on beş.
291. Viertel nach [Stunde] (Çeyrek geçiyor)
     • Es ist Viertel nach fünf. – Saat beşi çeyrek geçiyor.
292. Halb [nächste Stunde] (Buçuk)
     • Es ist halb sechs. – Saat beş buçuk.
293. Viertel vor [Stunde] (Çeyrek var)
     • Es ist Viertel vor sechs. – Saate çeyrek var.

Saat İle İlgili Diğer İfadeler

294. der Morgen (Sabah) – Guten Morgen! – Günaydın!
295. der Vormittag (Öğleden önce) – Vormittags arbeite ich. – Öğleden önceleri çalışırım.
296. der Mittag (Öğle) – Mittagspause ist um zwölf Uhr. – Öğle arası saat on iki.
297. der Nachmittag (Öğleden sonra) – Nachmittags gehe ich einkaufen. – Öğleden sonraları alışverişe giderim.
298. der Abend (Akşam) – Guten Abend! – İyi akşamlar!
299. die Nacht (Gece) – Nachts schlafe ich. – Geceleri uyurum.
300. Mitternacht (Gece yarısı) – Um Mitternacht ist alles still. – Gece yarısı her şey sessiz.
301. der Wecker (Çalar saat) – Der Wecker klingelt um sechs Uhr. – Çalar saat altıda çalar.
302. die Sekunde (Saniye) – Warte eine Sekunde! – Bir saniye bekle!
303. die Minute (Dakika) – Das dauert nur fünf Minuten. – Bu sadece beş dakika sürer.
304. die Stunde (Saat [zaman birimi]) – Die Stunde hat sechzig Minuten. – Bir saat altmış dakikadır.
305. pünktlich (Dakik) – Sei pünktlich! – Dakik ol!

Zamanı Sorma ve Söyleme

306. Wie spät ist es? / Wie viel Uhr ist es? – Saat kaç?
307. Können Sie mir sagen, wie spät es ist? – Bana saati söyleyebilir misiniz?
308. Es ist genau [Uhrzeit]. – Tam olarak [saat].
309. Es ist schon spät. – Artık geç oldu.
310. Es ist noch früh. – Daha erken.

Okul ve Eğitim (Schule und Bildung)

Eğitim Kurumları ve İlgili Terimler

311. die Schule (Okul) – Ich gehe zur Schule. – Okula gidiyorum.
312. die Grundschule (İlkokul) – Sie ist Lehrerin an einer Grundschule. – İlkokulda öğretmen.
313. das Gymnasium (Lise) – Mein Bruder besucht das Gymnasium. – Kardeşim liseye gidiyor.
314. die Universität (Üniversite) – Ich studiere an der Universität. – Üniversitede okuyorum.
315. die Fachhochschule (Meslek Yüksekokulu) – Er studiert Ingenieurwesen an der Fachhochschule. – Meslek yüksekokulunda mühendislik okuyor.
316. die Akademie (Akademi) – Die Akademie bietet viele Kurse an. – Akademi birçok kurs sunuyor.
317. das Seminar (Seminer) – Wir haben ein Seminar über Klimawandel. – İklim değişikliği üzerine bir seminerimiz var.
318. der Kurs (Kurs) – Ich nehme einen Deutschkurs. – Almanca kursuna gidiyorum.

Okul Malzemeleri ve Eğitim Araçları

319. das Buch (Kitap) – Das Buch ist sehr interessant. – Kitap çok ilginç.
320. das Heft (Defter) – Ich schreibe meine Notizen in das Heft. – Notlarımı deftere yazıyorum.
321. der Stift (Kalem) – Brauchst du einen Stift? – Bir kaleme ihtiyacın var mı?
322. der Bleistift (Kurşun kalem) – Ich zeichne mit einem Bleistift. – Kurşun kalemle çizim yapıyorum.
323. der Radiergummi (Silgi) – Der Radiergummi liegt auf dem Tisch. – Silgi masanın üstünde.
324. der Spitzer (Kalemtraş) – Kannst du den Spitzer benutzen? – Kalemtıraşı kullanabilir misin?
325. das Lineal (Cetvel) – Das Lineal ist dreißig Zentimeter lang. – Cetvel otuz santim uzunluğunda.
326. der Taschenrechner (Hesap makinesi) – Der Taschenrechner ist erlaubt. – Hesap makinesi kullanmak serbest.

Öğrenci ve Öğretmen

327. der Schüler/die Schülerin (Öğrenci) – Der Schüler lernt Deutsch. – Öğrenci Almanca öğreniyor.
328. der Lehrer/die Lehrerin (Öğretmen) – Die Lehrerin erklärt die Grammatik. – Öğretmen grameri açıklıyor.
329. der Professor/die Professorin (Profesör) – Der Professor schreibt ein Buch. – Profesör bir kitap yazıyor.
330. der Dozent/die Dozentin (Öğretim Görevlisi) – Die Dozentin hält einen Vortrag. – Öğretim görevlisi bir konuşma yapıyor.

Dersler ve Konular

331. das Fach (Ders) – Welches Fach magst du am meisten? – Hangi dersi en çok seviyorsun?
332. die Mathematik (Matematik) – Mathematik ist mein Lieblingsfach. – Matematik benim favori dersim.
333. die Geschichte (Tarih) – Wir lernen über die Geschichte Europas. – Avrupa tarihi öğreniyoruz.
334. die Biologie (Biyoloji) – Biologie ist sehr komplex. – Biyoloji çok karmaşık.
335. die Chemie (Kimya) – Im Chemieunterricht machen wir Experimente. – Kimya dersinde deneyler yapıyoruz.
336. die Physik (Fizik) – Physik kann schwierig sein. – Fizik zor olabilir.
337. die Kunst (Sanat) – In Kunst malen wir. – Sanat dersinde resim yapıyoruz.
338. die Musik (Müzik) – Ich spiele Klavier in der Musikklasse. – Müzik dersinde piyano çalıyorum.

Okul İle İlgili Diğer İfadeler

339. die Pause (Teneffüs) – In der Pause spielen die Schüler. – Teneffüste öğrenciler oynar.
340. die Prüfung (Sınav) – Ich habe morgen eine Prüfung. – Yarın bir sınavım var.
341. die Hausaufgabe (Ödev) – Hast du die Hausaufgaben gemacht? – Ödevini yaptın mı?
342. der Abschluss (Mezuniyet) – Sie macht ihren Abschluss in Biologie. – Biyolojiden mezun oluyor.
343. das Zeugnis (Karne) – Am Ende des Semesters bekommen wir das Zeugnis. – Dönem sonunda karneleri alırız.
344. die Bildung (Eğitim) – Bildung ist sehr wichtig. – Eğitim çok önemlidir.

Meslekler (Berufe)

Almanca’da meslekler (Berufe) ile ilgili kelimeler, iş hayatında, meslekî tanıtımlarda ve sosyal etkileşimlerde sıkça kullanılan önemli bilgiler içerir. İşte Almanca meslekler ve kullanımları:

Genel Meslek İsimleri

345. der Arzt/die Ärztin (Doktor) – Der Arzt arbeitet im Krankenhaus. – Doktor hastanede çalışıyor.
346. der Lehrer/die Lehrerin (Öğretmen) – Die Lehrerin unterrichtet Mathematik. – Öğretmen matematik öğretiyor.
347. der Ingenieur/die Ingenieurin (Mühendis) – Der Ingenieur entwirft Gebäude. – Mühendis binalar tasarlar.
348. der Anwalt/die Anwältin (Avukat) – Der Anwalt verteidigt den Angeklagten. – Avukat sanığı savunuyor.
349. der Koch/die Köchin (Aşçı) – Die Köchin bereitet das Essen vor. – Aşçı yemeği hazırlıyor.
350. der Mechaniker/die Mechanikerin (Mekanikçi) – Der Mechaniker repariert Autos. – Mekanikçi arabaları tamir ediyor.
351. der Geschäftsmann/die Geschäftsfrau (İş insanı) – Der Geschäftsmann reist oft. – İş adamı sık sık seyahat eder.
352. der Polizist/die Polizistin (Polis memuru) – Die Polizistin sorgt für Sicherheit. – Kadın polis güvenlik sağlar.
353. der Programmierer/die Programmiererin (Programcı) – Der Programmierer schreibt Code. – Programcı kod yazar.
354. der Künstler/die Künstlerin (Sanatçı) – Die Künstlerin malt ein Bild. – Sanatçı bir resim yapıyor.
355. der Architekt/die Architektin (Mimar) – Der Architekt plant Häuser. – Mimar evler planlar.
356. der Elektriker/die Elektrikerin (Elektrikçi) – Der Elektriker installiert die Beleuchtung. – Elektrikçi aydınlatmayı kurar.
357. der Verkäufer/die Verkäuferin (Satıcı) – Die Verkäuferin arbeitet im Laden. – Kadın satıcı dükkanda çalışıyor.
358. der Friseur/die Friseurin (Kuaför) – Der Friseur schneidet Haare. – Kuaför saç keser.
359. der Bauarbeiter/die Bauarbeiterin (İnşaat işçisi) – Der Bauarbeiter baut ein Haus. – İnşaat işçisi bir ev inşa ediyor.
360. der Fahrer/die Fahrerin (Sürücü) – Der Fahrer fährt den Bus. – Sürücü otobüsü sürüyor.
361. der Gärtner/die Gärtnerin (Bahçıvan) – Die Gärtnerin pflegt den Garten. – Bahçıvan bahçeyi bakım yapıyor.
362. der Wissenschaftler/die Wissenschaftlerin (Bilim insanı) – Der Wissenschaftler forscht im Labor. – Bilim insanı laboratuvarda araştırma yapıyor.
363. der Schriftsteller/die Schriftstellerin (Yazar) – Die Schriftstellerin schreibt einen Roman. – Yazar bir roman yazıyor.
364. der Journalist/die Journalistin (Gazeteci) – Der Journalist berichtet über die Nachrichten. – Gazeteci haberleri bildiriyor.

Meslekler ve Çalışma Ortamları

365. das Büro (Ofis) – Ich arbeite im Büro. – Ofiste çalışıyorum.
366. die Fabrik (Fabrika) – Er arbeitet in einer Fabrik. – O bir fabrikada çalışıyor.
367. das Krankenhaus (Hastane) – Sie arbeitet im Krankenhaus. – O hastanede çalışıyor.
368. die Schule (Okul) – Wir sind Lehrer an einer Schule. – Biz bir okulda öğretmeniz.
369. die Universität (Üniversite) – Er lehrt an der Universität. – O üniversitede öğretim yapıyor.
370. der Laden/das Geschäft (Mağaza) – Sie verkauft Kleidung im Laden. – O dükkanda kıyafet satıyor.
371. die Werkstatt (Atölye) – Der Mechaniker arbeitet in der Werkstatt. – Mekanikçi atölyede çalışıyor.
372. das Studio (Stüdyo) – Die Künstlerin arbeitet im Studio. – Sanatçı stüdyoda çalışıyor.

Sağlık ve Hastalık (Gesundheit und Krankheiten)

Almanca’da sağlık ve hastalıklarla ilgili terimler (Gesundheit und Krankheiten), doktor ziyaretleri, eczane işlemleri ve genel sağlık durumları hakkında konuşurken kullanılan kritik bilgileri içerir. Aşağıda bu konuyla ilgili temel kelimeler, ifadeler ve kullanımları yer almaktadır:

Sağlık Kurumları ve Genel Terimler

373. das Krankenhaus (Hastane) – Ich muss ins Krankenhaus gehen. – Hastaneye gitmem gerekiyor.
374. die Klinik (Klinik) – Die Klinik ist auf Herzprobleme spezialisiert. – Klinik, kalp problemleri üzerine uzmanlaşmıştır.
375. die Apotheke (Eczane) – Ich hole Medizin aus der Apotheke. – İlacımı eczaneden alıyorum.
376. der Arzt/die Ärztin (Doktor) – Der Arzt wird dich jetzt sehen. – Doktor şimdi seni görecek.
377. der Patient/die Patientin (Hasta) – Der Patient wartet im Zimmer. – Hasta odada bekliyor.
378. die Pflege (Bakım) – Sie benötigt ständige Pflege. – Sürekli bakıma ihtiyacı var.
379. die Versicherung (Sigorta) – Hast du eine Gesundheitsversicherung? – Sağlık sigortan var mı?

Hastalıklar ve Semptomlar

380. die Krankheit (Hastalık) – Welche Krankheit haben Sie? – Hangi hastalığınız var?
381. der Schmerz (Ağrı) – Ich habe starke Schmerzen. – Şiddetli ağrılarım var.
382. die Grippe (Grip) – Er hat die Grippe. – Grip olmuş.
383. die Erkältung (Soğuk algınlığı) – Ich glaube, ich bekomme eine Erkältung. – Sanırım soğuk algınlığı oluyorum.
384. das Fieber (Ateş) – Sie hat hohes Fieber. – Yüksek ateşi var.
385. der Husten (Öksürük) – Der Husten ist sehr unangenehm. – Öksürük çok rahatsız edici.
386. der Schnupfen (Burun akıntısı) – Schnupfen kann lästig sein. – Burun akıntısı can sıkıcı olabilir.
387. die Allergie (Alerji) – Ich habe eine Allergie gegen Pollen. – Polenlere karşı alerjim var.
388. der Bruch (Kırık) – Er hat sich das Bein gebrochen. – Bacak kırığı var.
389. die Wunde (Yara) – Die Wunde muss gereinigt werden. – Yara temizlenmeli.

Doktorda ve Eczanede Kullanılan İfadeler

390. Ich bin krank. (Hastayım.) – Ich bin krank und brauche Medizin. – Hastayım ve ilaca ihtiyacım var.
391. Mir ist übel. (Mide bulantım var.) – Mir ist übel; ich muss mich vielleicht übergeben. – Mide bulantım var; belki kusacağım.
392. Ich habe Kopfschmerzen. (Başım ağrıyor.) – Ich habe starke Kopfschmerzen. – Başım şiddetli ağrıyor.
393. Mein [Körperteil] tut weh. (Şuram ağrıyor.) – Mein Rücken tut weh. – Sırtım ağrıyor.
394. Ich habe Fieber. (Ateşim var.) – Ich habe Fieber und Schüttelfrost. – Ateşim ve titreme var.
395. Ich brauche einen Arzt. (Bir doktora ihtiyacım var.) – Ich brauche sofort einen Arzt! – Hemen bir doktora ihtiyacım var!
396. Können Sie mir helfen? (Bana yardım edebilir misiniz?) – Können Sie mir bitte helfen, ich fühle mich nicht gut. – Lütfen bana yardım edin, kendimi iyi hissetmiyorum.

Reçete ve İlaçlar

397. das Rezept (Reçete) – Das Rezept ist für drei Tage. – Reçete üç gün için.
398. das Medikament (İlaç) – Wo kann ich das Medikament kaufen? – İlacı nereden alabilirim?
399. die Tablette (Tablet) – Nehmen Sie zwei Tabletten pro Tag. – Günde iki tablet alın.
400. die Salbe (Merhem) – Die Salbe auf die Wunde auftragen. – Yaraya merhem sürün.
401. der Tropfen (Damlalar) – Geben Sie einige Tropfen in jedes Auge. – Her bir göze birkaç damla koyun.

Spor ve Hobi (Sport und Hobby)

Almanca’da spor ve hobi (Sport und Hobby) terimleri, farklı aktiviteleri anlatırken, boş zamanlarınızı değerlendirme yollarını tanımlarken ve yeni insanlarla ortak ilgi alanları üzerine konuşurken kullanılır. İşte Almanca spor ve hobiyle ilgili temel terimler ve kullanımları:

Spor Türleri

402. der Fußball (Futbol) – Ich spiele gerne Fußball. – Futbol oynamayı severim.
403. das Basketball (Basketbol) – Wir haben gestern Basketball gespielt. – Dün basketbol oynadık.
404. das Tennis (Tenis) – Tennis erfordert viel Energie. – Tenis çok enerji gerektirir.
405. das Golfspielen (Golf oyunu) – das Golfspielen ist ein entspannender Sport. – Golf rahatlatıcı bir spordur.
406. das Schwimmen (Yüzme) – Schwimmen ist gut für die Gesundheit. – Yüzme sağlık için iyidir.
407. das Laufen (Koşu) – Laufen ist mein tägliches Ritual. – Koşmak benim günlük ritüelim.
408. der Skifahren (Kayak) – Wir gehen im Winter Skifahren. – Kışın kayak yapmaya gidiyoruz.
409. das Radfahren (Bisiklet sürme) – Radfahren ist umweltfreundlich. – Bisiklet sürmek çevre dostudur.
410. das Wandern (Yürüyüş) – Wandern in den Bergen ist atemberaubend. – Dağlarda yürüyüş nefes kesici.
411. Yoga (Yoga) – Yoga hilft, Stress abzubauen. – Yoga, stresi azaltmaya yardımcı olur.
412. das Boxen (Boks) – Boxen ist ein intensiver Sport. – Boks yoğun bir spordur.
413. das Reiten (Binicilik) – Sie hat ihre Liebe zum Reiten entdeckt. – Biniciliği sevmeye başladı.

Hobiler

414. das Malen (Resim yapma) – Malen ist ihr Hobby. – Resim yapmak onun hobisi.
415. das Zeichnen (Çizim yapma) – Ich nehme Zeichenkurse. – Çizim kurslarına katılıyorum.
416. das Fotografieren (Fotoğrafçılık) – Fotografieren lernt man am besten durch Praxis. – Fotoğrafçılığı pratik yaparak öğrenirsiniz.
417. das Kochen (Yemek pişirme) – Kochen entspannt mich. – Yemek pişirmek beni rahatlatır.
418. das Backen (Pasta/börek yapma) – Backen ist mehr Chemie als Kunst. – Pasta yapmak sanattan çok kimyadır.
419. die Gartenarbeit (Bahçecilik) – Gartenarbeit ist sehr befriedigend. – Bahçecilik çok tatmin edicidir.
420. das Lesen (Okuma) – Lesen erweitert den Horizont. – Okumak ufukları genişletir.
421. das Musizieren (Müzik yapma) – Er spielt drei Instrumente. – Üç çalgı çalıyor.
422. das Tanzen (Dans) – Tanzen ist ihre große Leidenschaft. – Dans, onun büyük tutkusudur.
423. die Schauspielerei (Tiyatro oyunu) – Schauspielerei erfordert Talent und harte Arbeit. – Tiyatro yapmak yetenek ve çok çalışmayı gerektirir.
424. das Sammeln (Koleksiyonculuk) – Er sammelt alte Münzen. – Eski para koleksiyonu yapıyor.
425. die Handarbeit (El işi) – Handarbeit wie Stricken ist wieder populär. – Örgü gibi el işleri yeniden popüler.

Spor ve Hobi İlgili Genel İfadeler

426. das Hobby (Hobi) – Was ist dein Hobby? – Hobin nedir?
427. der Sport (Spor) – Welchen Sport treibst du? – Hangi sporu yapıyorsun?
428. sich entspannen (Rahatlamak) – Ich entspanne mich beim Lesen. – Okuyarak rahatlarım.
429. trainieren (Antrenman yapmak) – Ich trainiere jeden Tag. – Her gün antrenman yapıyorum.
430. der Wettkampf (Yarışma) – Der Wettkampf war sehr spannend. – Yarışma çok heyecanlıydı.
431. das Turnier (Turnuva) – Wir nehmen an einem Turnier teil. – Bir turnuvaya katılıyoruz.
432. der Sieger/die Siegerin (Kazanan) – Der Sieger bekommt einen Pokal. – Kazanan bir kupa alacak.

Doğa ve Çevre (Natur und Umwelt)

Almanca’da doğa ve çevre (Natur und Umwelt) terimleri, çevresel konular, doğal olgular ve ekosistemlerle ilgili konuşmalarda kullanılan önemli bilgiler içerir. Bu kavramlar, çevre bilinci ve doğa ile ilgili aktiviteler hakkında bilgi vermek için esastır. İşte doğa ve çevre ile ilgili Almanca temel terimler ve kullanımları:

Doğal Elementler ve Çevresel Kavramlar

433. der Baum (Ağaç) – Der Baum ist sehr alt. – Ağaç çok yaşlı.
434. der Wald (Orman) – Wir gehen im Wald spazieren. – Ormanda yürüyüşe çıkıyoruz.
435. der Fluss (Nehir) – Der Fluss fließt ins Meer. – Nehir denize akıyor.
436. der See (Göl) – Der See ist klar und tief. – Göl berrak ve derin.
437. das Meer (Deniz) – Das Meer ist salzig. – Deniz tuzludur.
438. der Ozean (Okyanus) – Der Ozean ist weit und geheimnisvoll. – Okyanus geniş ve gizemlidir.
439. der Berg (Dağ) – Der Berg ist hoch und majestätisch. – Dağ yüksek ve görkemlidir.
440. die Insel (Ada) – Die Insel liegt in der Karibik. – Ada Karayipler’de.
441. der Vulkan (Volkan) – Der Vulkan ist aktiv. – Volkan aktif.
442. das Tal (Vadi) – Das Tal ist grün und fruchtbar. – Vadi yeşil ve verimli.
443. die Wüste (Çöl) – Die Wüste ist trocken und heiß. – Çöl kuru ve sıcak.
444. der Planet (Gezegen) – Unser Planet heißt Erde. – Gezegenimizin adı Dünya.

Çevresel Sorunlar ve Doğa İle İlgili Faaliyetler

445. die Umweltverschmutzung (Çevre kirliliği) – Die Umweltverschmutzung ist ein ernstes Problem. – Çevre kirliliği ciddi bir sorun.
446. die Erderwärmung (Küresel ısınma) – Die Erderwärmung verändert das Klima. – Küresel ısınma iklimi değiştiriyor.
447. der Klimawandel (İklim değişikliği) – Der Klimawandel ist nicht zu leugnen. – İklim değişikliği inkar edilemez.
448. der Naturschutz (Doğa koruma) – Wir müssen den Naturschutz ernst nehmen. – Doğa korumayı ciddiye almalıyız.
449. recyceln (Geri dönüştürmek) – Wir sollten mehr recyceln. – Daha fazla geri dönüştürmeliyiz.
450. die Nachhaltigkeit (Sürdürülebilirlik) – Nachhaltigkeit ist wichtig für unsere Zukunft. – Sürdürülebilirlik geleceğimiz için önemlidir.
451. der Tierschutz (Hayvan koruma) – Tierschutz ist ein Teil von Naturschutz. – Hayvan koruma, doğa korumanın bir parçasıdır.
452. die Energie (Enerji) – Wir nutzen erneuerbare Energie. – Yenilenebilir enerji kullanıyoruz.
453. der Müll (Çöp) – Wir müssen den Müll reduzieren. – Çöpü azaltmalıyız.
454. das Ökosystem (Ekosistem) – Ökosysteme sind sehr empfindlich. – Ekosistemler çok hassastır.
455. die Biodiversität (Biyoçeşitlilik) – Biodiversität ist wichtig für das Gleichgewicht der Natur. – Biyoçeşitlilik, doğanın dengesi için önemlidir.
456. die Ressource (Kaynak) – Wasser ist eine wertvolle Ressource. – Su değerli bir kaynaktır.

Doğa ile İlgili Diğer İfadeler

457. wandern (Yürüyüş yapmak) – Wir wandern oft in den Bergen. – Dağlarda sık sık yürüyüş yaparız.
458. campen (Kamp yapmak) – Sie campen gerne im Sommer. – Yazın kamp yapmayı severler.
459. die Landschaft (Manzara) – Die Landschaft hier ist atemberaubend. – Buradaki manzara nefes kesici.
460. die Flora und Fauna (Flora ve Fauna) – Die Flora und Fauna dieses Gebiets sind einzigartig. – Bu alanın florası ve faunası benzersiz.

Hayvanlar (Tiere)

Almanca’da hayvanlar (Tiere) ile ilgili kelimeler, doğa ile ilgili sohbetlerde, zooloji eğitiminde veya günlük yaşamda karşılaşılabilecek durumlarda kullanılan önemli bilgiler içerir. İşte Almanca hayvanlar ve kullanımları ile ilgili temel terimler:

Evcil Hayvanlar ve Yabani Hayvanlar

461. die Katze (Kedi) – Die Katze schläft auf dem Sofa. – Kedi kanepede uyuyor.
462. der Hund (Köpek) – Der Hund bellt laut. – Köpek yüksek sesle havlıyor.
463. das Pferd (At) – Sie reitet auf dem Pferd. – Ata biniyor.
464. der Vogel (Kuş) – Der Vogel singt schön. – Kuş güzel şarkı söylüyor.
465. der Fisch (Balık) – Im Aquarium schwimmen viele Fische. – Akvaryumda birçok balık yüzüyor.
466. der Hamster (Hamster) – Der Hamster frisst Körner. – Hamster taneler yiyor.
467. das Kaninchen (Tavşan) – Das Kaninchen hoppelt im Garten. – Tavşan bahçede sekiyor.
468. die Maus (Fare) – Die Maus ist schnell. – Fare hızlıdır.
469. die Schildkröte (Kaplumbağa) – Die Schildkröte bewegt sich langsam. – Kaplumbağa yavaş hareket eder.
470. der Papagei (Papağan) – Der Papagei kann sprechen. – Papağan konuşabilir.

Yabani Hayvanlar ve Habitatları

471. der Löwe (Aslan) – Der Löwe ist der König der Tiere. – Aslan hayvanların kralıdır.
472. der Tiger (Kaplan) – Der Tiger hat schöne Streifen. – Kaplanın güzel çizgileri var.
473. der Bär (Ayı) – Der Bär hiberniert im Winter. – Ayı kışın kış uykusuna yatar.
474. der Elefant (Fil) – Der Elefant hat einen langen Rüssel. – Filin uzun bir hortumu var.
475. das Nashorn (Gergedan) – Das Nashorn ist vom Aussterben bedroht. – Gergedan nesli tükenmekte olan bir tür.
476. der Wolf (Kurt) – Der Wolf heult den Mond an. – Kurt aya ulur.
477. der Fuchs (Tilki) – Der Fuchs ist sehr schlau. – Tilki çok kurnazdır.
478. der Affe (Maymun) – Der Affe klettert auf Bäume. – Maymun ağaçlara tırmanır.
479. der Delfin (Yunus) – Der Delfin ist ein intelligenter Meeressäuger. – Yunus zeki bir deniz memelisidir.
480. das Krokodil (Timsah) – Das Krokodil lebt in Flüssen und Seen. – Timsah nehirlerde ve göllerde yaşar.

Hayvanlarla İlgili Genel İfadeler

481. wild (Yabani) – Wildtiere leben im Wald. – Yabani hayvanlar ormanda yaşar.
482. zahm (Evcil) – Zahme Tiere sind oft Haustiere. – Evcil hayvanlar genellikle ev hayvanlarıdır.
483. gefährlich (Tehlikeli) – Einige Tiere sind gefährlich. – Bazı hayvanlar tehlikelidir.
484. ausgestorben (Nesli tükenmiş) – Das Tier ist leider ausgestorben. – Ne yazık ki hayvan nesli tükenmiş.
485. bedroht (Tehdit altında) – Viele Arten sind bedroht. – Birçok tür tehdit altında.
486. der Lebensraum (Yaşam alanı) – Tiere brauchen ihren Lebensraum. – Hayvanlar yaşam alanlarına ihtiyaç duyar.
487. schützen (Korumak) – Wir müssen die Tiere schützen. – Hayvanları korumalıyız.
488. die Art (Tür) – Diese Art ist sehr selten. – Bu tür çok nadirdir.
489. füttern (Beslemek) – Du solltest die Tiere nicht füttern. – Hayvanları beslememelisin.
490. beobachten (Gözlemlemek) – Ich liebe es, Vögel zu beobachten. – Kuşları gözlemlemeyi seviyorum.

Elektronik Eşyalar (Elektronische Geräte)

Almanca’da elektronik eşyalar (Elektronische Geräte) ile ilgili kelimeler, günlük teknolojik cihazlar ve bu cihazların kullanımı hakkında konuşmalar sırasında kullanılan önemli bilgiler içerir. İşte elektronik eşyalar ve kullanımları ile ilgili Almanca temel terimler:

Günlük Kullanılan Elektronik Eşyalar

491. der Computer (Bilgisayar) – Ich arbeite am Computer. – Bilgisayarda çalışıyorum.
492. der Laptop (Dizüstü Bilgisayar) – Mein Laptop ist sehr schnell. – Dizüstü bilgisayarım çok hızlı.
493. das Tablet (Tablet) – Ich lese Bücher auf meinem Tablet. – Kitaplarımı tabletten okuyorum.
494. das Smartphone (Akıllı Telefon) – Mein Smartphone hat eine gute Kamera. – Akıllı telefonumun kamerası iyi.
495. der Fernseher (Televizyon) – Der Fernseher ist alt, aber funktioniert noch. – Televizyon eski ama hala çalışıyor.
496. die Fernbedienung (Kumanda) – Die Fernbedienung liegt auf dem Sofa. – Kumanda kanepede.
497. der Kopfhörer (Kulaklık) – Ich höre Musik mit Kopfhörern. – Müzik dinlemek için kulaklık kullanıyorum.
498. die Stereoanlage (Stereo Sistem) – Die Stereoanlage hat einen exzellenten Klang. – Stereo sistemin ses kalitesi mükemmel.
499. der Lautsprecher (Hoparlör) – Der Lautsprecher ist laut. – Hoparlör yüksek sesli.
500. der Drucker (Yazıcı) – Der Drucker ist kaputt. – Yazıcı bozuk.
501. der Scanner (Tarayıcı) – Ich scanne die Dokumente. – Belgeleri tarıyorum.
502. die Kamera (Kamera) – Die Kamera nimmt Videos auf. – Kamera video çekiyor.
503. die Spielkonsole (Oyun Konsolu) – Die Spielkonsole ist sehr beliebt bei Kindern. – Oyun konsolu çocuklar arasında çok popüler.

Diğer Elektronik Cihazlar

504. der Mikrowellenherd (Mikrodalga) – Der Mikrowellenherd heizt das Essen schnell auf. – Mikrodalga yemeği hızla ısıtır.
505. der Kühlschrank (Buzdolabı) – Im Kühlschrank sind viele Lebensmittel. – Buzdolabında çok sayıda yiyecek var.
506. die Waschmaschine (Çamaşır Makinesi) – Die Waschmaschine läuft jeden Tag. – Çamaşır makinesi her gün çalışır.
507. die Kaffeemaschine (Kahve Makinesi) – Die Kaffeemaschine ist automatisch. – Kahve makinesi otomatik.
508. der Staubsauger (Elektrikli Süpürge) – Der Staubsauger ist sehr effektiv. – Elektrikli süpürge çok etkili.
509. der Mixer (Mikser) – Der Mixer ist nützlich für Smoothies. – Mikser smoothie yapımı için kullanışlı.
510. der Toaster (Tost Makinesi) – Der Toaster macht perfekte Toasts. – Tost makinesi mükemmel tostlar yapar.
511. der Haartrockner (Saç Kurutma Makinesi) – Der Haartrockner ist schnell und heiß. – Saç kurutma makinesi hızlı ve sıcak.
512. die Spülmaschine (Bulaşık Makinesi) – Die Spülmaschine spart Zeit. – Bulaşık makinesi zaman kazandırır.
513. der Elektroherd (Elektrikli Ocak) – Der Elektroherd heizt schnell auf. – Elektrikli ocak hızla ısıtır.
514. der Ventilator (Vantilatör) – Der Ventilator kühlt den Raum. – Vantilatör odanın havasını serinletir.
515. der Projektor (Projektör) – Der Projektor zeigt Filme an der Wand. – Projektör filmleri duvara yansıtır.

Elektronik Cihazlarla İlgili İfadeler

516. einschalten (Açmak) – Ich schalte den Computer ein. – Bilgisayarı açıyorum.
517. ausschalten (Kapatmak) – Schalte den Fernseher aus. – Televizyonu kapat.
518. aufladen (Şarj etmek) – Ich muss mein Smartphone aufladen. – Akıllı telefonumu şarj etmem gerekiyor.
519. installieren (Kurmak) – Ich installiere ein neues Programm. – Yeni bir program kuruyorum.
520. aktualisieren (Güncellemek) – Du solltest deine Software aktualisieren. – Yazılımını güncellemelisin.

Giyim ve Kişisel Bakım (Kleidung und persönliche Pflege)

Almanca’da giyim ve kişisel bakım (Kleidung und persönliche Pflege) ile ilgili kelimeler, günlük giysiler, aksesuarlar ve kişisel bakım ürünleri hakkında konuşmalar sırasında kullanılan temel bilgiler içerir. İşte giyim ve kişisel bakım ile ilgili Almanca temel terimler ve kullanımları:

Giyim Türleri

521. das Hemd (Gömlek) – Ich trage ein weißes Hemd. – Beyaz bir gömlek giyiyorum.
522. die Hose (Pantolon) – Die Hose ist zu lang. – Pantolon çok uzun.
523. der Pullover (Kazak) – Der Pullover ist warm. – Kazak sıcak tutar.
524. die Jeans (Kot pantolon) – Meine Jeans sind blau. – Kot pantolonlarım mavi.
525. das T-Shirt (Tişört) – Das T-Shirt ist bunt. – Tişört renkli.
526. der Rock (Etek) – Der Rock ist kurz. – Etek kısa.
527. das Kleid (Elbise) – Sie trägt ein schönes Kleid. – Güzel bir elbise giymiş.
528. die Jacke (Ceket) – Die Jacke ist wasserfest. – Ceket su geçirmez.
529. der Mantel (Manto) – Ich brauche einen neuen Mantel für den Winter. – Kış için yeni bir manto ihtiyacım var.
530. die Schuhe (Ayakkabılar) – Meine Schuhe sind sehr bequem. – Ayakkabılarım çok rahat.
531. die Socken (Çoraplar) – Vergiss nicht, Socken zu tragen! – Çorap giymeyi unutma!
532. die Unterwäsche (İç çamaşırı) – Neue Unterwäsche ist immer gut. – Yeni iç çamaşırı her zaman iyidir.

Aksesuarlar

533. der Gürtel (Kemer) – Der Gürtel passt nicht zu meiner Hose. – Kemer pantolonuma uymuyor.
534. der Hut (Şapka) – Der Hut steht dir gut. – Şapka sana yakışmış.
535. die Mütze (Bere) – Im Winter trage ich immer eine Mütze. – Kışın her zaman bere takarım.
536. der Schal (Atkı) – Der Schal ist aus Wolle. – Atkı yünden yapılmış.
537. die Handschuhe (Eldivenler) – Die Handschuhe sind im Handschuhfach. – Eldivenler eldiven kutusunda.
538. die Brille (Gözlük) – Ich habe meine Brille verloren. – Gözlüğümü kaybettim.
539. die Sonnenbrille (Güneş gözlüğü) – Eine Sonnenbrille ist im Sommer unverzichtbar. – Güneş gözlüğü yazın vazgeçilmezdir.
540. die Tasche (Çanta) – Die Tasche ist sehr schwer. – Çanta çok ağır.
541. der Rucksack (Sırt çantası) – Mein Rucksack ist immer voll. – Sırt çantam her zaman doludur.

Kişisel Bakım Ürünleri

542. die Seife (Sabun) – Die Seife duftet nach Lavendel. – Sabun lavanta kokuyor.
543. das Shampoo (Şampuan) – Das Shampoo ist für trockenes Haar. – Şampuan kuru saçlar için.
544. die Zahnbürste (Diş fırçası) – Vergiss deine Zahnbürste nicht! – Diş fırçanı unutma!
545. die Zahnpasta (Diş macunu) – Die Zahnpasta schmeckt minzig. – Diş macunu naneli tatda.
546. das Deodorant (Deodorant) – Ich benutze Deodorant jeden Tag. – Her gün deodorant kullanırım.
547. das Parfüm (Parfüm) – Ihr Parfüm riecht fantastisch. – Onun parfümü harika kokuyor.
548. die Creme (Krem) – Die Creme hilft gegen trockene Haut. – Krem kuru cilde iyi gelir.
549. das Make-up (Makyaj) – Sie trägt nie Make-up. – O asla makyaj yapmaz.

Giyim ve Bakım İle İlgili Genel İfadeler

550. anziehen (Giymek) – Ich ziehe mich für die Party an. – Parti için giyiniyorum.
551. ausziehen (Çıkarmak) – Zieh deine Schuhe aus! – Ayakkabılarını çıkar!
552. umziehen (Kıyafet değiştirmek) – Ich muss mich umziehen. – Kıyafetimi değiştirmem lazım.
553. waschen (Yıkamak) – Wasch dir die Hände! – Ellerini yıka!
554. sich duschen (Duş almak) – Ich dusche mich jeden Morgen. – Her sabah duş alırım.
555. sich kämmen (Saçını taramak) – Ich kämme mich jeden Morgen. – Her sabah saçımı tararım.

Daha fazla Almanca kelime ve bağlam için Almanca-Türkçe Sözlük sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

---

Almanca öğrenmek ABC kadar kolay! 🇩🇪 ❤️ 🇹🇷

AlmancaABC‘de videolar, A1, A2, B1 konu anlatımları, kelime listeleri ve Almanca öğrenmek için ihtiyacın olan her şey seni bekliyor!

Hemen takip et, değişimi fark et!

• WhatsApp Kanal
• YouTube
• TikTok
• Facebook
• Instagram
• X