dabei

Almancadabei” kelimesi ve ilgili ifadeler, farklı bağlamlarda çok çeşitli anlamlar içerir. Özetle “dabei” şu anlamlara gelir: Buna rağmen; bu sırada, bu esnada, yanında, bitişiğinde, dahil, amma, fakat, ekte.

1. Räumlich (Mekansal)

a) Dort in der Nähe (Orada, yakında)

Bir nesnenin veya kişinin mekansal olarak yakın bir yerde bulunmasını ifade eder.

  • Er wohnt nahe dabei. (Yakın bir yerde oturuyor.)
  • Das Buch liegt auf dem Schreibtisch, der Stift ist dabei. (Kitap masada, kalem de yanında.)
  • Ich gehe zum Markt, das Portemonnaie ist dabei. (Markete gidiyorum, cüzdan da yanımda.)
  • Die Kinder spielen im Garten, die Eltern sitzen dabei. (Çocuklar bahçede oynuyor, ebeveynler yanlarında oturuyor.)
  • Wir machen einen Spaziergang im Park, der Hund läuft dabei frei herum. (Parkta yürüyüş yapıyoruz, köpek yanımızda serbestçe dolaşıyor.)

b) Dazu, außerdem (Bununla birlikte, ayrıca)

Ek olarak bir şeyin daha olduğunu belirtir.

  • Sie kauft ein Haus mit einem Garten dabei. (Bir bahçesi olan bir ev satın alıyor.)
  • Zum Mittagessen gibt es Suppe, Salat ist auch dabei. (Öğle yemeğinde çorba var, salata da var.)
  • Wir machen eine Reise nach Italien, Rom ist natürlich dabei. (İtalya’ya bir gezi yapıyoruz, tabii ki Roma da var.)
  • Er kocht Pasta, mit einer extra Portion Soße dabei. (Makarna yapıyor, yanında ekstra sos da var.)
  • Beim Kauf des neuen Autos war eine kostenlose Inspektion dabei. (Yeni arabanın alımında ücretsiz bir kontrol de vardı.)

2. Zeitlich (Zamansal)

a) Bei dieser Tätigkeit, bei diesem Zustand, währenddessen

Bir aktivite veya durum gerçekleşirken eş zamanlı olarak başka bir şeyin de meydana geldiğini ifade eder.

  • Sie telefoniert, dabei kocht sie das Essen. (Telefon ediyor, bu sırada yemeği pişiriyor.)
  • Er lernt Deutsch, dabei hört er deutsche Musik. (Almanca öğreniyor, bu sırada Alman müziği dinliyor.)
  • Sie schreibt an ihrer Hausarbeit, dabei trinkt sie viel Kaffee. (Ev ödevini yazıyor, bu sırada çok kahve içiyor.)
  • Während der Fahrt diskutieren sie, dabei verpasst er fast die Ausfahrt. (Sürüş sırasında tartışıyorlar, bu esnada neredeyse çıkışı kaçırıyor.)
  • Beim Joggen im Park beobachtet er die Natur, dabei findet er Entspannung. (Parkta koşarken doğayı gözlemliyor, bu sırada rahatlama buluyor.)

b) Mit dem Nebensinn der Einräumung: doch, jedoch (Bir itiraf anlamıyla: ancak, yine de)

Bir durum veya olgu, beklenenin aksine veya zorluklara rağmen varlığını sürdürür.

  • Es regnet, dabei wollte ich heute joggen gehen. (Yağmur yağıyor, halbuki bugün koşmaya gitmek istemiştim.)
  • Sie ist sehr beschäftigt, dabei ist sie immer hilfsbereit. (Çok meşgul, ancak her zaman yardımsever.)
  • Er hat wenig Geld, dabei spendet er für wohltätige Zwecke. (Az parası var, buna rağmen hayır işleri için bağış yapıyor.)
  • Das Projekt ist kompliziert, dabei bleiben sie optimistisch. (Proje karmaşık, yine de optimistler.)
  • Sie hat viel zu tun, dabei nimmt sie sich Zeit für ihre Freunde. (Yapacak çok işi var, buna rağmen arkadaşları için zaman ayırıyor.)

3. Allgemeine Beziehung (Genel İlişki)

Bir önceki ifadeyle genel bir ilişki veya bağlam kurar.

  • Wir diskutieren das neue Projekt, dabei ist der Zeitplan sehr wichtig. (Yeni projeyi tartışıyoruz, bu bağlamda zaman çizelgesi çok önemli.)
  • Er lernt für die Prüfung, dabei konzentriert er sich auf Mathematik. (Sınava çalışıyor, bu durumda matematiğe odaklanıyor.)
  • Sie planen ihre Hochzeit, dabei ist das Budget entscheidend. (Düğünlerini planlıyorlar, bu durumda bütçe belirleyici.)
  • Beim Kochen experimentiert sie mit neuen Rezepten, dabei achtet sie auf gesunde Zutaten. (Yemek pişirirken yeni tariflerle deneyler yapıyor, bu sırada sağlıklı malzemelere dikkat ediyor.)
  • In der Diskussion über Umweltschutz betonen sie die Wichtigkeit von Recycling, dabei wird auf die Reduzierung von Plastikabfällen hingewiesen. (Çevre koruma üzerine tartışırken geri dönüşümün önemini vurguluyorlar, bu sırada plastik atıkların azaltılmasına dikkat çekiliyor.)

4. Umgangssprachlich (Günlük Dil)

Günlük dilde kullanılan, genellikle subjektif yargı veya tutumları ifade eden yapılar.

  • Er bleibt dabei, dass er recht hat. (Haklı olduğunda ısrarcı.)
  • Es bleibt dabei, wir treffen uns um acht. (Kararımızda ısrarcıyız, saat sekizde buluşuyoruz.)
  • Ich finde nichts dabei, im Regen spazieren zu gehen. (Yağmurda yürümenin bir sakıncasını görmüyorum.)
  • Sie ist beim Lernen sehr konzentriert, dabei vergisst sie manchmal die Zeit. (Ders çalışırken çok konsantre oluyor, bu sırada bazen zamanı unutuyor.)
  • Wir waren uns zunächst nicht einig, dabei haben wir doch das gleiche Ziel. (Başlangıçta hemfikir değildik, halbuki aynı amacımız var.)
  • Er probiert gerne neue Dinge aus, dabei lernt er viel über sich selbst. (Yeni şeyler denemeyi sever, bu sırada kendisi hakkında çok şey öğrenir.)

Bağlaç Olarak “dabei” Kullanımı

“dabei” kelimesinin bağlaç olarak kullanımı, özellikle durumların ya da eylemlerin beklenenin aksine gerçekleştiğini belirten cümlelerde görülür.

  1. Er ist sehr beschäftigt, dabei immer freundlich. (Çok meşgul, buna rağmen her zaman arkadaş canlısı.)
  2. Sie hat viel zu tun, dabei nimmt sie sich Zeit für ihre Freunde. (Yapacak çok işi var, buna rağmen arkadaşları için zaman ayırıyor.)
  3. Es regnet, dabei wollten wir spazieren gehen. (Yağmur yağıyor, halbuki biz yürüyüşe çıkmak istemiştik.)
  4. Das Projekt ist kompliziert, dabei bleiben sie optimistisch. (Proje karmaşık, yine de optimistler.)

Kaynak: dwds sözlüğü dabei

İlginizi çekebilir: ‘D’ Harfli Almanca Bağlaçlar

Yorumlar:

Yorum Yap