Almanca lassen (lässt · ließ · hat gelassen) fiili, dilin en işlevsel ve çok anlamlı fiillerinden biridir. Tek başına veya başka bir fiille birlikte kullanıldığında çok sayıda farklı anlam kazanır. Temel olarak “bırakmak”, bir eylemin yapılmasına “izin vermek” veya bir işi başkasına “yaptırmak” gibi önemli işlevleri vardır. lassen, düzensiz (unregelmäßig) bir fiildir ve Perfekt zamanda yardımcı fiil olarak haben alır.
Fiilin en yaygın anlamları şunlardır:
- Bırakmak: Bir nesneyi veya durumu olduğu gibi bırakmak; bir eylemi yapmaktan vazgeçmek.
- İzin Vermek / Müsaade Etmek: Bir başkasının bir eylem yapmasına engel olmamak.
- Yaptırmak (Ettirgen Çatı): Bir eylemi başkasına yaptırmak (örn: saçını kestirmek, arabayı tamir ettirmek).
- Yapılabilirlik Bildirmek (-ebilmek): sich lassen yapısıyla bir eylemin mümkün olduğunu belirtmek.
- Öneri Yapmak (“Hadi…”): lass uns kalıbıyla bir eylemi birlikte yapmayı teklif etmek.
lassen Fiilinin Temel Anlamları ve Yapıları
lassen fiilinin anlamı, cümledeki yapısına göre değişir. Bu temel yapılar aşağıda açıklanmıştır.
| 🇩🇪 Almanca | Tür | 🇹🇷 Türkçe (Anlamları) |
|---|---|---|
| lassen | Verb (Fiil) | Bırakmak, izin vermek, yaptırmak, terk etmek, vazgeçmek |
| sich lassen | Verb (Fiil) | Yapılabilmek, mümkün olmak |
Temel Anlamlar ve Kalıplar İçin Örnek Cümleler
- 1. Bırakmak / Olduğu gibi bırakmak:
- Ich lasse mein Auto zu Hause. (Arabamı evde bırakıyorum.)
- Lass den Quatsch! (Bu saçmalığı bırak!)
- 2. İzin Vermek / Müsaade Etmek:
- Meine Eltern lassen mich ins Kino gehen. (Annemle babam sinemaya gitmeme izin veriyorlar.)
- Lass mich in Ruhe! (Beni rahat bırak!)
- 3. Yaptırmak (Ettirgen Çatı):
- Ich lasse mein Auto reparieren. (Arabamı tamir ettiriyorum.)
- Sie lässt sich die Haare schneiden. (Saçını kestiriyor.)
- 4. Yapılabilirlik (-ebilmek):
- 5. Öneri (“Hadi…”):
Not: lassen başka bir fiille birlikte kullanıldığında, Perfekt zamanda ich habe … lassen yapısı kullanılır: Ich habe mein Auto reparieren lassen. (Arabamı tamir ettirdim.)
Başka bir örnek daha: Also ich finde, das ist ein tolles Angebot. Ich lasse mich auf jeden Fall impfen. (Yani bence bu harika bir teklif. Ben kesinlikle aşı olacağım/yaptıracağım.) sich impfen lassen (lasse mich … impfen / hat sich impfen lassen): aşı olmak, aşı yaptırmak. lassen fiili, eylemi bir başkasının (doktorun) yaptığını belirtir.
lassen Fiilinin Çekimi (Konjugation)
Aşağıda lassen fiilinin farklı kip ve zamanlara göre çekimleri bulunmaktadır. lassen, haben yardımcı fiili ile kullanılan düzensiz bir fiildir.
Indikativ (Bildirme Kipi)
| Präsens (Şimdiki Zaman) | Präteritum (Geçmiş Zaman) | Perfekt (Di’li Geçmiş Zaman) |
|---|---|---|
| ich lasse | ich ließ | ich habe gelassen |
| du lässt | du ließt | du hast gelassen |
| er/sie/es lässt | er/sie/es ließ | er/sie/es hat gelassen |
| wir lassen | wir ließen | wir haben gelassen |
| ihr lasst | ihr ließt | ihr habt gelassen |
| sie/Sie lassen | sie/Sie ließen | sie/Sie haben gelassen |
| Plusquamperfekt (Miş’li Geçmiş Zaman) | Futur I (Gelecek Zaman) | Futur II (Gelecek Zaman II) |
|---|---|---|
| ich hatte gelassen | ich werde lassen | ich werde gelassen haben |
| du hattest gelassen | du wirst lassen | du wirst gelassen haben |
| er/sie/es hatte gelassen | er/sie/es wird lassen | er/sie/es wird gelassen haben |
| wir hatten gelassen | wir werden lassen | wir werden gelassen haben |
| ihr hattet gelassen | ihr werdet lassen | ihr werdet gelassen haben |
| sie/Sie hatten gelassen | sie/Sie werden lassen | sie/Sie werden gelassen haben |
Konjunktiv (Dilek-Şart Kipi)
| Konjunktiv I | Konjunktiv II | Konjunktiv Perfekt |
|---|---|---|
| ich lasse | ich ließe | ich habe gelassen |
| du lassest | du ließest | du habest gelassen |
| er/sie/es lasse | er/sie/es ließe | er/sie/es habe gelassen |
| wir lassen | wir ließen | wir haben gelassen |
| ihr lasset | ihr ließet | ihr habet gelassen |
| sie/Sie lassen | sie/Sie ließen | sie/Sie haben gelassen |
| Konjunktiv Plusquamperfekt | Konjunktiv Futur I | Konjunktiv Futur II |
|---|---|---|
| ich hätte gelassen | ich werde lassen | ich werde gelassen haben |
| du hättest gelassen | du werdest lassen | du werdest gelassen haben |
| er/sie/es hätte gelassen | er/sie/es werde lassen | er/sie/es wird gelassen haben |
| wir hätten gelassen | wir werden lassen | wir werden gelassen haben |
| ihr hättet gelassen | ihr werdet lassen | ihr werdet gelassen haben |
| sie/Sie hätten gelassen | sie/Sie werden lassen | sie/Sie werden gelassen haben |
Imperativ (Emir Kipi)
| Kişi | Çekim |
|---|---|
| (du) | lass! |
| (wir) | lassen wir! |
| (ihr) | lasst! |
| (Sie) | lassen Sie! |
Infinitiv ve Partizip (Mastar ve Ortaçlar)
| Form | Almanca |
|---|---|
| Infinitiv I (Mastar I) | lassen / zu lassen |
| Infinitiv II (Mastar II) | gelassen haben / gelassen zu haben |
| Partizip I (Ortaç I) | lassend |
| Partizip II (Ortaç II) | gelassen |
lassen ile Kurulan Kalıp İfadeler ve Deyimler
Bu tablo, fiilin diğer kelimelerle birleşerek oluşturduğu yaygın ifadeleri ve deyimleri listeler.
| 🇩🇪 Almanca İfade | 🇹🇷 Türkçe Anlamı |
|---|---|
| in Ruhe lassen | Rahat bırakmak |
| sein lassen / bleiben lassen | Vazgeçmek, yapmamak, (bir şeyi) bırakmak |
| laufen lassen | Oluruna bırakmak, serbest bırakmak |
| offen lassen | Açık bırakmak; (bir soruyu) cevapsız bırakmak |
| wissen lassen | Bildirmek, haber vermek |
| im Stich lassen | Yüzüstü bırakmak, yarı yolda bırakmak |
| grüßen lassen | Selam göndermek/söylemek |
| sich scheiden lassen | Boşanmak |
| die Katze aus dem Sack lassen | Ağzındaki baklayı çıkarmak |
| die Seele baumeln lassen | Dinlenmek, keyif yapmak, hiçbir şey yapmamak |
| sich sehen lassen können | Beğenilecek gibi olmak, gösterişli olmak |
Kalıp İfadeler İçin Örnek Cümleler:
- Ich bin müde. Bitte lass mich in Ruhe! (Yorgunum. Lütfen beni rahat bırak!)
- Ich wollte ins Kino gehen, aber ich lasse es sein. (Sinemaya gitmek istiyordum ama vazgeçiyorum.)
- Manchmal muss man die Dinge einfach laufen lassen. (Bazen olayları sadece oluruna bırakmak gerekir.)
- Der Chef hat die Frage nach meinem Gehalt offen gelassen. (Patron maaşımla ilgili soruyu cevapsız bıraktı.)
- Lass mich bitte wissen, wann du ankommst. (Lütfen ne zaman varacağını bana bildir.)
- Ein wahrer Freund würde dich niemals im Stich lassen. (Gerçek bir dost seni asla yüzüstü bırakmaz.)
- Meine Mutter lässt dich grüßen. (Annemin sana selamı var.)
- Nach vielen Problemen haben sie sich scheiden lassen. (Birçok sorundan sonra boşandılar.)
- Sag doch endlich, was los ist! Lass die Katze aus dem Sack! (Söyle artık ne olduğunu! Çıkar ağzındaki baklayı!)
- Im Urlaub möchte ich nur am Strand liegen und die Seele baumeln lassen. (Tatilde sadece sahilde uzanıp keyif yapmak istiyorum.)
- Das Ergebnis deines Projekts kann sich wirklich sehen lassen. (Projenin sonucu gerçekten beğenilecek gibi.)
Daha fazla Almanca kelime ve bağlam için Almanca-Türkçe Sözlük sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Almanca öğrenmek ABC kadar kolay! 🇩🇪 🇹🇷
AlmancaABC’de videolar, A1, A2, B1 konu anlatımları, kelime listeleri ve Almanca öğrenmek için ihtiyacın olan her şey seni bekliyor!
Hemen takip et, değişimi fark et!